bir şair vardı, öğretmen

09 Temmuz 2019

Egosuz hayatlar














Psikoloji kitapları en çok satanlar listesinde ilk sırada yer alır.
Örneğin Hintli Osho amca, adı üzerinde, bu konuda
bulunmaz Hint kumaşıdır.
Adam yaşadığı süreçte âdeta peygamberlik mertebesine yükseltilmiştir.
Meditasyon ile varoluşçuluk konularında otoritedir.
Oluşturduğu "komün" adlı gurubu ile de daima çekim merkezi olup,
dünyanın dört bir tarafından müritleri vardır.
Zaten felsefecidir, 20. yüzyılın popüler filozoflarındandır.

Neyse, Osho amca aklıma nereden düştü dersiniz?
Çağımızın en çok tartışılan EGO meselesinden.
Mübârek neymiş be, üzerine binlerce kitap yazılmıştır.
Ayrıca konferanslar, eğitimler, seminerler; vesaire vesaire.
Sizi bilmem ama benim içime sıkıntı geldi.
Asla küçümsemekten değil, ne zaman EGO sözcüğünü
duysam oradan uzaklaşıyorum.
Çünkü baygınlık geçiriyorum.

Eskiden "ben", "benlik" derdik.
Bulmacalarda "id" diye yazardık.
Fakat kabul edelim ki EGO hepsinden havalı.
"İd" nedir yahu?
Yemişim kökenini!

Ama Freud usta bambaşka.
Psikanalizin teorisyeni, akademik zirve.
Ayrıca her derde deva.
Yatırdı mı önüne önce öz yaşamınızı parçalıyor...
Ta ana rahminden başlayarak.
Sonra egonuzu keşfediyor...
Kesin sonuç, artık reçeteniz elinizde!

Fakat tüm bu olan bitene şüpheyle bakarım.
Elimde değil, Marx'ın tarihi lafına inanırım.
"Alt yapı üst yapıyı belirler"
Aslında toplumlar için söylenmiş olsa bile insanlar için de geçerli.
Anlamışsınızdır, ekonomik güçten bahsediyorum.
Yıllar önce bir arkadaşım demişti ki,
"Ben de biliyorum neyin neyle yenileceğini ama
ortada olan bulgur pilavı."

O nedenledir ki psikolojik mevzular beni sıkıyor.
Cepte para yok patrik yok...
İçsel dünyamıza yolculuğa çıkmak hiç bana göre değil.
Zaten "ego" denilen şeytanı çoktan kovdum...
Şimdi bir lokma bir hırka felsefesiyle yaşıyorum...
Asla talepkâr da olmadım...
Tanrım yoksa ben yeni nesil Osho muyum?

Hiç yorum yok: