bir şair vardı, öğretmen

01 Şubat 2014

Marx'tan Cüppeli'ye...


Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 

“Proletarya diktatörlüğü” Marx Amcamın önerisi.
“Komünist Manifesto” Londra’da yayımlanıyor, tarih: 1848…
Ve Marx “Bütün ülkelerin işçileri birleşin” diye insanlığa seslenip
işçi sınıfı diktatörlüğünün faziletlerini tek tek sıralıyor!
İşçiler söz dinlemiyor ama kapitalistler Marx’ın öngördüğü şekilde
dünya ölçeğinde birleşip XX. yüzyılın son çeyreğinde “Globalizm”i ilân ediyor.
Bu arada Komünizm Gorbaçov’un yumuşak ellerinde bugünlere evriliyor.
Devrede Glasnost (açıklık) ile Perestroyka (yeniden yapılanma).
Ve yetmiş yıllık sistem tepetaklak yıkılıp Putin’in doğuşunu müjdeliyor.
Hey gidi hey, ne çabuk geçti yirminci yüzyıl?

Putin, Çar kadar olmasa da sıkı diktatör.
On dört yıldır iktidarda, aldığı oylar her daim yüzde 50’nin üzeri.
Alternatifsiz girdiği seçimlerde katakulli falan yapıyor ama sonuç
itibariyle SSCB’nin bakiyesi modern Rusya’yı fena yönetmiyor.
Tabii elinde petrol kartı var, dünyanın en önemli üreticisi.
Takdir edersiniz ki petrol de bilhassa son devirlerde sahiplerinin yüzünü
fazlasıyla güldürüyor, dile kolay varili 100 doların üstü.
Dolayısıyla yeni Çar’ın ülkesinde astığı astık kestiği kestik…
Hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları rastgele…
Yolsuzluk, devlet kontrolünde hırsızlık ve rüşvet üzerine kurulu bir sistem…
Yıkım aracı olarak kullanılan Glasnost ise mazide kalan hoş bir seda!

Sözü kime getireceğim anlaşılmıştır…
Elbette bizimkine, ustalık dönemini yaşayan Kasımpaşalıya!
Mübarek hık demiş burnundan düşmüş.
Bu kadar mı benzerlik olur?
Sanırsınız Putin’in bir alt versiyonu!
Allahtan petrol denizi üzerinde oturmuyor, ya bir de otursa…
Kafadan terk et bu diyarları, yoksa kahrından öl!

Nedenine gelince efendim, malûmunuz 2013 yılı verileri açıklandı…
İhracatımız 150, ithalatımız 250 milyar dolar civarında…
Bu kez cari açık hesabı kolay, rakamlar düz ve sevimli.
Bendeniz dört işlemgillerden çıkartmayı kullanarak 100’ü buldum…
Ya siz?
Ve yüksek huzurlarınızda yüzsüzlerin sebep olduğu 100 milyar dolarlık cari açık...
Ahhh, ah ki aahh!
Şimdi çıkacak meydanlara, mevsim seçim zamanı…
Allem edecek kallem edecek, altından girip üstünden çıkacak…
Paralel devlet, lobi, hobi, komplo, iç-dış-uzaylı düşman diyecek…
Çek çekebilirsen, ya sev ya ülkeyi terk et!

Nedir len çilemiz?
Güvendiğimiz dağlara ömrü billâh kar yağıyor!
Daha düne kadar kuzey komşumuza güvenip tüm gençliğimizi
Lenin’e ve O’nun yolundan gidenlere verdik…
Sonuç yetmiş yıllık hüsran!
Döndük yuvaya, milenyumun başlangıcına…
Sürüye katılıp döt kılı, göbeğini kaşıyan adam ve bidon kafa olduk…
Kısaca millî irade kervanındaydık…
Düştük tanrının lütfunun peşine…
Sonuç yine hüsran!

Başlarım böyle kadere…

Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap
Zavallı kalbim ne kadar harap
Nasibim olsun bir yudum şarap…”


Eğer bir kez daha dünyaya gelirsem asla yanlış ata oynamayacağım…
Dirrrekt Cüppeli abimin cemaatine katılıp arkamı minbere teslim edeceğim ki...
Fanisinde, uhrevisinde her türlü dünyada hidayete erip yüzüm gülsün.
Âmen!

www.gazetemen.com

.