bir şair vardı, öğretmen

02 Ağustos 2023

BİR IŞIK DA SİZ TUTUN

 

 

Kentler insanlarla güzelleşir veya çirkinleşir.
“Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” sözü
durduk yere söylenmemiştir.
En güzel örneği de Amasya.
Atalarımızdan güzel bir kent devraldık, ama
çirkinleştirmek için elimizden geleni yaptık.
Sorumlusu sadece siyasiler değil, elbirliğiyle
bu sonucu hazırladık.
Neyse, olan olmuş bir kere.
Fazla lâfın lüzumu yok, öyleyse ileriye bakalım.
Yaşanabilir bir ortam için birkaç gündür önerilerimi
yazıyorum….
Belki ciddiye alan birileri çıkar, yoksa gidişat
çok vahim.
Çünkü bu ülkede ne göç durur, ne de üreme faaliyeti.
Zaten Reis’imiz de en az üç dört çocuk tavsiye ederek
yüz milyonluk bir ülke yaratma çabasında.
Eh söz dinleyen kulları da hatırı sayılır ölçüde…
En azından yüzde 52…
Kesin sonuç, beş on yıla kalmaz 100 milyonun
kapısını çalarız.
Kahir ekseriyeti baldırı çıplak olan halkımıza da bu yakışır.
Zaten ne demiş atalarımız: “Nerde çokluk, orda tokluk!”
Ondan sonra da dünyaya sesleniriz:
“Var mı lan bana yan bakan?”
Kimsenin sesinin çıkacağını sanmıyorum…
En azından coğrafyamızda…
Belki biraz Putin abi itiraz edebilir ama o da
S-400’ler, nükleer santraller aşkına üzerinde durmaz.
Bakarsınız yeni siparişler gelebilir.
Reis bu, ne yapacağı belli olmaz.
Bir gün NATO’cu, ertesi gün AVRASYA’cı…
Çoğunlukla da Arap bedevilerinin vazgeçilmez dostu.
Zaten kıvrak diplomasinin prototip örneği…
Eşi benzeri yok, tek kelimeyle “asrın lideri!”
Bugün ise yazmak istediğim asıl mevzuya gelelim.
Bırakalım siyaseti, o iş ağır abilerin uzmanlık alanı.
Bir kez daha Amasya’ya uzanalım.
Biliyorsunuz seksenlik, doksanlık epeyce büyüğümüz var.
Bu teyzeler, nineler, amcalar, dedeler birer canlı tarih.
Pek çoğu kent ölçeğinde olsa da yaşayan efsane.
Öyleyse hazırlıkları bir an önce yapıp bu kişilerle
röportajlar gerçekleştirilmeli.
Kameralar profesyonel, ışıklandırma mükemmel…
Moderatör dersine iyi çalışmış, sorular can alıcı…
Ve geleceği aydınlatıcı.
Fena mı olur?
Alın size birinci elden kentimizin yakın tarihi.
Zaten anne babalarını anlatsalar yüz yılı aşkın
zaman dilimi çıkar.
Bu da yirminci yüzyılın başları demek.
Ondan sonra da YouTube gibi müthiş mecrada yayımla…
Milyonlarca insan Amasya’yı her yönüyle tanısın.
Ayrıca fonda da bol bol kent fotoğrafları kullanılsın.
İnanır mısınız, ne hikâyeler ortaya çıkar.
Projede ben varım, ya destekleyenler…
Çıkar mı dersiniz, gönlünü ruhunu koyan babayiğitler?
Daha doğrusu geçmişe değer veren, bugünü önemseyen…
Ve de yarınlara anlamlı miras bırakmak isteyen.
Haydi, er meydanına değerli dostlar…
Bir ışık da siz tutun.
Macit CÜNÜNOĞLU

01 Ağustos 2023

AMASYA ve FOTOĞRAF


On beş günlük tatil bitti.
İstanbul’a döndüm, ilk işim evime yakın mesafede
bulunan Özgürlük parkında tur atmak oldu.
Lâf aramızda iyi de oldu.
Zaten oldu bitti uzun tatilleri sevmem.
Bir kere İstanbul’dan ayrılmak zor geliyor.
Dile kolay yarım yüzyıldan fazla süredir bu kentte yaşıyorum.
Aşkım benim, huyunu suyunu bilirim.
Gezmediğim semti, fotoğrafını çekmediğim sokağı kalmamıştır.
O nedenledir ki yüz bin civarında fotoğraf arşivim var.
Keşke Amasya’yı da binlerce kez fotoğraflasaydım.
Yalnız kalesini, yalı boyu evlerini değil…
Gizli saklı o kadar köşesi var ki…
Hepsi insanın ruhuna güzellik katar.
Olmadı işte, insan yaşarken bazı değerlerin kıymetini bilmiyor.
Sorarım size, Selağzı’nın eski hâli kaç kişinin albümünde vardır?
Hele hele de taksi durağının kahramanı şoför abilerimiz…
Kullandıkları Amerikan arabalarla birlikte tarih olmadılar mı?
Oysa Amasya Lisesi’nin efsane hocalarından Agâh beyi
sanırım ki hiç kimse unutmamıştır.
Klasikçidir, modern resimle işi olmaz, yapanı da sevmez.
Bir de imzası vardır ki, âdeta padişah mührü gibi.
Çoğu dostumun hafızlarında yer ettiğini bilirim.
Hatta daha dün Erden Candaş dostumuz bir kopyasını iletmiş,
duygulanmamak elde değil.
Neyse, asıl üzerinde durmak istediğim mesele…
Amasya ve fotoğraf.
İnanın 67 ilimizi gezdim, fakat Amasya kadar güzel poz
verenini görmedim.
Mübârek doğal plato, doğuştan artist veya konu mankeni diyelim.
Sanki objektiflerin gözbebeği, duruşu tavrı asil.
Yeşilırmak başrol oyuncu, Jhon Wayne amca gibi vazgeçilmez.
Kale ile Çakallar seyir tepesi, tripot görevini üstlenmişler.
Mabetler, medreseler, türbeler, konaklar evler çeşmeler…
Hepsinin ayrı bir hikâyesi var.
İşte bu aşamada tekrar dönersek Agâh beye…
Hocaların hocasına, İstanbul’da komşum oldu.
Zaman zaman sohbet ederdim ve fotoğraftan anladığını söylerdi.
Ama görev yaptığı süreç içinde bir fotoğraf kursu açmayı
hiç aklına getirmemişti.
Diyeceksiniz ki o devirlerde kaç öğrencinin fotoğraf
makinesi vardı?
O konuda da siz haklısınız.
Ama günümüzde, memlekette onca fotoğrafçı ve fotoğraf
ustası var.
Vazgeçtik belediyeden, o makamların ciddi işleri var!
Bari onlar işbirliği yapıp kurs açsalar, gençlere öncülük etseler…
Fena mı olur?
En azından ağır yaralı Amasya’mızın kalan zenginliklerini
kayıt altına alamazlar mı?
Ve kente kültürel anlamda büyük bir hizmet yapmış olurlar.
Tabii bir fotoğraf sever olarak bence.
Güzel bir gününüz olsun değerli dostlar.
İstanbul’dan Amasya’ya binlerce selâm...
Macit CÜNÜNOĞLU