bir şair vardı, öğretmen

10 Şubat 2018

Keşke yazsa

Aybars ve ben













Yetmişli yıllar, ülkede devrim ateşi yanıyor.
İstanbul Yapı İşleri I. Bölge Müdürlüğü'nde çalışıyoruz.
Sevgili dostum Aybars'la tanıştım.
Pos bıyıklı devrimci kardeşim.
Kavgamız sendikal mücadele için.
İşyeri yetkilisi Yol-İş'e bağlı YSİ-İŞ.
Başkan Orhan, sekreter İsmet Acar.
Nam-ı diğer "Topal İsmet".
Şimdiki Acarlar Holding patronu.
Önce şubeyi ele geçiriyoruz.
Açizane başkan ben, Aybars sekreter.
Sonra da merkez yönetime giriyoruz...
İkimiz de Yol-İş delegesiyiz.
Rahat durmak var mı, ver elini DİSK'e bağlı BAYSEN.
İlk genel kurulda Genel Başkan Vekili seçiliyorum.
Bilâhare görev Aybars'ta.

Gençlik anıları...
Aybars'a yaz diyorum, bin bir bahane.
Haklı da, plastik aortla ancak vaziyet bu kadar idare ediliyor.
Bir de rakı takviyesi...
Ondan sonra da "ah bu şarkıların gözü kör olsun!"
Aslında çok zengin kitaplığı var...
Kalemini oynatsa sular seller gibi döktürür.
Üstelik İLK-SEN, TÖS kurucusu bir babanın evlâdı...
İsmail Sefa Güner amcamız...
Nurlar içinde yatsın, müthiş eğitimci önderdi.

Geldik gidiyoruz işte, yarınlara bir şeyler bırakmak lâzım.
En azından torunlarımız için.
İleri yaşlarda bizleri tanıyıp değerlendirsinler.
Hele de Aybars dedelerini.
Kürsü cambazı, hafıza deposu, Marx'ın sadık takipçisi.
Adam gibi adam...
Yine söylüyorum...
Keşke yazsa!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: