bir şair vardı, öğretmen

05 Haziran 2017

Güvenerlere bir kez daha saygıyla...

Faruk-Müşerref Güvener
Sağolsun kızım Sıla büyüklerini
önemser.
O nedenledir ki evlâtlarının yaş
günlerini en büyük anneannenin

evinde gerçekleştirir.
Büyük dede yaşarken de 
böyleydi.
Faruk Bey'i yakın zamanda yitirdik.
Selanik-Ustrumca doğumluydu...
Yüz yaşında vefat etti
Geriye 1922 doğumlu değerli eşi Müşerref Hanım kaldı...
Dünürüm Feyza Hanım'ın annesi.
Bir abide...
Doksan beş yaşında demeye bin şahit ister.
Torunum Nehir'in üçüncü yaşgünü münasebetiyle tekrar evlerinde toplandık.
Dört nesil bir arada.
Ne sevinç ne saadet.

Demek ki yaşlanmakta sanat.
Hep yazar, söylerim; "kocamak ayrı şey, yaşlanmak ayrı bir şey."
Yaşadığınız hayatı ciddiye alıyorsanız yaşlanıp, kocamıyorsunuz!
Karşımda somut örneği...
Sürekli sorguluyor.
Gözlerinde yaşam ışığı, ruhunda tatlı heyecan.
Bir arada olmanın dayanılmaz sevinci...
Âdeta yudum yudum içiyor.

Yüzyıla dayanmış bir ömür...
Kimin umurunda.
Eteğ
inde torunlarının çocukları.
Biri öpüyor yanaklarından, diğeri ellerinden.
Müşerref Hanım eğilip bükülmüyor...
Dimdik...
Arkasında devasa anılar...
Kimbilir neler görmüştür?

Nazım satırlara boşa dökmemiş:
"Yaşamak güzel şeydir kardeşim..."...
Tabii Müşerref Hanım gibi ustaca, onurluca.
Keşke bizler de o yaşlara ulaşıp...
Gülümseyerek toprakla buluşabilsek!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: