bir şair vardı, öğretmen

01 Temmuz 2019

Siyah&Beyaz yıllar














Sene 1970, Kademlerin evine yerleştim.
Baştaki odada Hanife nine yaşıyor, ancak çok yaşlı.
Bir süre sonra da vefat etti.
Kuzeydeki oda mısır deposu, köyün bütün fareleri orda yaşıyor.
Sık sık da beni ziyaret ediyorlar.
Uyurken başımın üstünden geçtiklerini bile hissediyorum.
El feneriyle cennet mekânlarına bazen baskın yapıyoruz.
Yanımda Avni, elinde silahı...
Karşılaştığımız manzara ürkütücü.
Ancak filmlerde görülecek türden, yüzlerce fare!
İnsan alışıyor.
İki yıl beraberce yaşamayı becerdik.

Her şeye rağmen özlüyorum.
Evin koordinatları çok güzeldi.
Hepsinden önemlisi deniz manzaralıydı.
Sanki gökyüzünden gelip yeşilliklerin tam ortasına konmuştu.
Ama bakımsızdı.
Bir nevi Perili Köşk.
Allahtanki cinle şeytanla işim olmaz...
Yoksa korkuları olan birini bağlasan durmaz!

Gelelim manevi hamim Osman dayıya.
Bence peygamber soyundan.
Pırlanta gibi bir yürek, paylaşımcı...
Asla beni yalnız bırakmadı.
Aşına ortak etti, gece yarılarına kadar süren ocak başı sohbetlerine de.
Oğulları gurbette, ortada dönen bir gelin...
Dört çocuk, kaynayan çorba...
Yengemin fedakârlıkları hiç bir zaman unutulmaz.
Tam bir emekçi.
Eğer bu yazımı okursa, yalvarırım; hakkını helâl etsin.
Ya Osman dayım, melek gönüllüm benim...
Nurlar içinde yatsın.
Hâlâ rüyalarıma girer, hâlâ halimi hatırımı sorar.

Kim ne derse desin, kimi para biriktirir...
Kimi dost...
Hangisi değerli derseniz yarın paylaşacağım...
Bakın ne servetler varmış bu dünyada...
Yeter ki hissedin, eğer mangal gibi yüreğiniz varsa.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: