bir şair vardı, öğretmen

02 Temmuz 2019

Mihraba çıkarken!


Söylemedim mi size...
İstanbulum vefalıdır, asildir.
bağışladı beni, bağrına bastı.
Şükürler olsun, bir daha böyle ayrılık acısını tanrım
düşmanıma dahi yaşatmasın.
Bu arada kraliçem, tekrar kavuşmanın şerefine beni
köprü altına davet etti...
İki kadeh atıp hasret gidereceğiz.
Bilirsiniz, Sirkeci ile Karaköy arasındaki gerdanlık.
Orijinali çok güzeldi ama Haliç diplerine sürgüne gönderildi.
Hani piyasa ekonomisinin temel kuralıdır...
"Yeni para eski parayı 
kovar!"
Acı ama gerçek.

Ancak Galata kulemiz hâlâ yerinde...
Bölgenin gerçek efendisi.
Nasılsa onu yıkmayı akıl edemedik!
Ama güdük kaldı, Bizans'taki en yüksek saltanatı da tarihe karıştı.
Artık Manhattan'la yarışan gökdelenlerimiz var.
Normaldir, biz karabıyıklı Türklerin her şeyi büyüktür...
Bir zamanlar efsane olmuştuk, bütün Alman kadınları
Trabzonlu, Diyarbakırlı işçilerimizin peşine düşmüştü...
Şaka söylemiyorum, basında yer aldı, filmlere konu oldu.
Çoğu kaçarak canını zor kurtardı(!)
Zaten insanlık iki zülme şahit olmuştur.
Birincisi ve en çok bilineni Yahudi soykırımı...
İkincisi de Helga saldırıları...
Neyse ki Ruslar yaptıkları ihracatla durumu kurtardılar!

Gördünüz mü muhabbeti, nereden nereye geldi...
Evet, en son köprü altına randevuya gidiyordum...
Sevgilimin koynuna, gittim de...
Ara ki Rum meyhanesi bulasın...
Mecburen oturduk Mardinli arkadaşımın yerine...
Yukarıda Allah, midye dolmasından iyi anlar...
Ne de olsa deniz çocuğu, üstelik de ata mesleği.
Fakat dakka bir, gol bir...
Sultanım ben şarap içeceğim demez mi...
Hem de Petrus, deli mi ne?
Uzan soyadlı eski sevgilisi alıştırmış...
Pezevenk!
Maço adamım, karizmamı çizdirir miyim..
Paşalar gibi rakımı söyledim...
Ona da en ucuzundan Marmara, tabii en güzelinden.
Sabaha kadar içtik, sohbetin en kralını yaptık.
El eleydik, yıldızlar uçuşuyordu gönlümüzde...
Fakat ben yıkıldım, O ise dimdik ayaktaydı...
Natura sağlamdı, geçmişi asırlara sığmazdı...
Ve çok kocalı dul kadınımın minberi yıkılmıştı ama mihrap yerindeydi...
Adı İstanbul'du.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: