bir şair vardı, öğretmen

28 Temmuz 2019

Ah bu torunlar!

Macit CÜNÜNOĞLU
Bilgisayarımı yaşlandığı için değiştirdim.
Bu arada 5854 fotoğraflık arşivim de silinmiş.
Tabii ki benim hatam.
Doğal olarak çok sevdiğim fotoğraflarım uçtu gitti.
Ama nereye?
Bu çağda çözümsüz sorun olur mu?
İmdadıma torunum yetişti.
YouTube üzerinden öyle bir program buldu ki,
ölüyü dahi diriltiyormuş!
Adı: Recuva
Anında laptopa yükledi…
Kaybolan fotoğraflarımın peşine düştü…
X kuşağının elinden kurtulur mu?
Bir saat sonra fotoğraflarım tekrar arşivimde.
Gel de hayranlık duyma!

Bir de geçmiş devirlere bakalım.
Kodak marka sekiz poz çeken makineler vardı.
Çekim sırasında her kare çok değerliydi.
Öncelikle ışığı arkanıza alacaksınız, bilahare enstantane
diyafram ayarları kusursuz yapılacak, en son da mesafe ölçümlemesi…
Bu arada aman kadraja dikkat ve final zamanı…
“Klik”, o müthiş ses, deklanşöre basılmıştır artık.
Yaşanılan heyecan, duyulan sevinç de promosyon!

Gelelim fotoğrafçıya, (mesleğim sayılır) rulo film teslim edilir.
Önce banyosu yapılır, bilahare agrandizörde tab edilir.
Elbette siyah&beyaz zamanlar, alınan fotoğraflar özenle
albüme yerleştirilir.
Oh!.. Çabaya bakın, keyfe bakın!
Ya şimdi?
Elde cep telefonu, sınırsız fotoğraf çekme özgürlüğü…
Bir de selfi çubuğun varsa, patlat flaşları art arda.
Hangisi daha değerli diye sorarsanız…
Nostaljiyi önemseyenler için 8 pozluk makine…
Genç nesiller için ise çok yüksek pikselli telefonlar.
Sahi, şimdi aklıma geldi.
Antik çağdan kalma telefonumu terk edip iyi bir cep
telefonu almak istiyorum.
Marka takıntım yok, GB önemli değil, yeter ki 20 megapiksel olsun.
Lütfen yardımcı olunuz, hangi model önerirsiniz?
Veya gözden çıkarttıklarınız varsa mesajlarınızı beklerim.

Hiç yorum yok: