bir şair vardı, öğretmen

10 Temmuz 2019

Recep'in feryadı

Macit CÜNÜNOĞLU


"Hocam, ne oldu bize?

Yittik, bittik...
Soysuz ihtiraslarımıza yenildik.
Ve değerlerimizi kaybettik.
Çocuklarımız daha kıymetli oldu kardeşlerimizden...

Anamızı hiçe saydık, cahil dedik kadınlarınızın yanında,
paspas yaptık, hatta tiksindik.
Sokakta korkarak gezerken, el kaldırdık evde babamıza.
Dostlarımızı cebindeki paraya göre seçtik, fakirse dönüp
yüzüne bakmadık.
Kim olursa olsun, menfaatimiz yoksa tanımadık, gitmedik,
bayramda aramadık, ellerinden öpemedik.

Hesap kitap peşine düştük, sevdiklerimize zaman ayıramadık
iş sevdasına; kırdık, incittik, değerini hissedemedik.
Kutuplaştık sandık yaklaştıkça, ikiye bölündük sağdan soldan.
Sporda bile bölündük, stad ortalarında birbirimize girdik
kavga ettik, küfürleştik.
Üç metre toprak yüzünden savaşlar açtık birbirimize,
özgürlük için kaçan bebekleri öldürdük.

Ne olacak Hocam , düzelecek mi bu dünya?

Kurumuş topraklar tekrar yeşerecek mi?
Gelip hayvanlar buradan beslenecek mi?
Hani, Orhan baba demişti ya...
Eğer her şey yıkılıp yeniden düzelecekse;
Batsın bu dünya!"

Yukarıdaki satırlar her zaman olduğu gibi Recebimin.
Ancak bu kez isyan ediyor.
Âdeta feryat.
Günümüzün altından girip üstünden çıkıyor.
Sosyal ilişkilerimiz de samimiyetle sorgulanıyor.
Helâl olsun, bu çağda böylesine zengin düşünceler
her gence nasip olmaz...
O nedenledir ki Recebimi çok seviyorum.

Yalnız sorularının muhatabı olarak beni almış.
İşte işin en zor tarafı.
Başta hoca değilim, hele hele de bilge bir kişiliğim yok.
Sadece hakikat peşinde koşan sıradan biriyim.
Özellikle altını bir kez daha çiziyorum...
Dervişliktir idealim, dergâhım olmasa da geçinir giderim.
Maksat mutlu olmak değil mi?
Ne köşkte ne arabada gözüm var.
Bir lokma bir hırka yeter de artar...
Yeter ki sol mememin altındaki cevahir kararmasın.
Bilmem anlatabildim mi?

Sadede gelirsem, el yordamıyla cevap vermeye çalışayım.
12 Eylül'de kanlı bir darbe oldu.
Sonuçları fevkâlâde yıkıcıydı.
Memlekette ne sağ kaldı, ne de sol.
Özal diye biri çıktı, Batı'nın has adamı.
Güzel ülkemizi evrensel kapitalizme teslim etti.
Aslında hazırlıksızdık, iyi kötü ana baba kardeş tanırdık...
Para denilen kavram ayaklarımızın altındaydı.
Dostluk, arkadaşlık, kardeşliğin karşılığı vardı...
Vicdan, ahlâk hüküm sürüyordu.
Kimsenin köşe dönme gibi bir derdi yoktu.
Özetle yoksulduk ama mutlu bir toplumduk.

Belki de Osmanlı'dan gelen alışkanlığımız...
Çabuk alıştık üretmeden tüketmeye.
Artık mabetlerimiz AVM'ler, köşkler kıblemiz oldu.
Bayramlar kaçış projelerimiz, eş dost zurnanın
son deliğine terfi etti.
Geriye ne mi kaldı?
Sen ben bizim oğlan.
Yüreği hâlâ sevgiyle çarpan bir avuç insan.
Buna da çok şükür...
Yine de beddua etme, batmasın bu dünya...
Yaşanacak çok daha güzel günlerimiz var.
Sevgiyle gözlerinden öperim, iyi ki varsın evlat.

Hiç yorum yok: