bir şair vardı, öğretmen

11 Haziran 2019

Tarihin ışığında


Bir bavula sığan sürgün.

Yıl: 1964
Kıbrıs meselesi alevlenmiş.
Yunanistan ile aramızdaki gerginlik savaşın eşiğinde..
"Ya Taksim, Ya Ölüm" sloganları dağa taşa yazılıyor.
Kent meydanlarında Makarios'un çaputtan heykelleri 
çarmıha gerilip yakılıyor.
Amasya'dayım, gençlik yıllarımın başlangıcı.
Hemen hemen her gün Selağzı meydanında gösteri var.
Kale'de bulunan Pontus kalıntısı duvarlar âdeta ilân tahtası.
Rumlara veryansın ediyoruz.

Bu arada hükümet de karar almakta gecikmiyor.
"20 Dolar, 20 Kilo Yük" ile ülkeyi 24 saat içinde terk et.
Mesaj, tahmin edebileceğiniz gibi Rumlara.
Ne acı!
Doğup büyüdüğün topraklardan ayrılmak...
Daha açıkçası, binlerce yıllık vatanından kovulmak...
Hâlâ aklım almıyor.
İster siyaset deyin, ister konjonktür...
Yine de uygulama insanlık dışı.
45 bin Rum vatandaşımız sürgüne gönderiliyor.
Gidenlerden dinledim, gözyaşları sel olup akmış.

Evet, Osmanlı gibi yakın tarihimiz de trajik.
Farkında olmadan yüzlerce kara lekeyle yaşıyoruz.
Bir de kötü huyumuz var...
Hep haklıyız.
Acı gerçekleri sergileyene kızıp, övgüler düzeni alkışlıyoruz.
Tarih de böyle bir şey yok.
Belgelere neyse hakikat o.

Balıklı Rum Kilisesi papazıyla sohbet ediyorum...
Cemaat yokluğundan şikâyet ediyor.
Nasıl olsun ki, ülkemizde yaşayan Rumların sayısı
iki binin altında.
Ayia Eufemia Kilisesi de Kadıköy çarşıda...
Çoğu zaman kapalı.                                   
Pazar ayinine katılanların sayısı on beşi geçmiyor.
Bir de ben, tabii figüran olarak!

Bütün bunlar nerden mi aklıma geldi.

Amasyalı Zakar amcamın kızından, Agavni'den...
Amerika'ya göç etmiş.
Bir ay önce mesenger aracılığıyla sohbet ettim.
Gözlerindeki nemi titreyen sesinden hissettim.
Belli ki hasret duygularıyla içi yanıyordu.
Yaşanan ilk gençlik aşkı, yasemin kokulu mektuplar...
Yeşilırmak'ın dili olsa da konuşsa...
Hepsi birer unutulmaz heyecanlar.
Keşke toplumumuz Osmanlı'da olduğu gibi çok uluslu
yaşamayı becerebilseydi...
Siyasetçimiz de, biz de çok daha insan olurduk.

Macit CÜNÜNOĞLU





Hiç yorum yok: