bir şair vardı, öğretmen

29 Haziran 2019

İnsanlık hâlleri!

Köksal'ın objektifinden bizim dağlar

Aslında Zantara yazılarıma son vermek istiyordum.
Çünkü dostlarımı bıktırmaktan korktum.
Ne de olsa her şeyin kararı en güzel olanıdır.
Fakat dün Avni'nin oğlu Köksal'dan fotoğraflar geldi.
Hepsi birbirinden güzel.
Hele biri var ki, iki yıl oturduğum ev...
İçim cızzz etti.
Başladı hatıralar akmaya.
Gözlerim nemlendi, açıkçası dertlendim, hüzünlendim...
Her bir günüme selâm gönderdim.

Bu arada Recebimle haberleşiyoruz...
Mehmet hocayla ilgili yazıma takılmış, köyle konuşmuş...
Belli ki etkilenmiş.
Eee, soyad aynı, ben de olsam meseleyi kurcalarım.
Döndü bana dedi ki,
"Hoca senden helallik istiyor, görüşür müsünüz?"
"Neden olmasın, ayrıca hayatım boyunca kin tutmadım,
sadece güzelliklerin peşinden koştum"
dedim...
Ve telefonunu isteyip anında aradım.
47 yıl sonra Mehmet karşımda...
İki yıl mesai yaptığım arkadaşım.
Maceramız çok, final bölümünü yazdım zaten...
Bolca günah çıkarttık...
Hastalık nedeniyle alkolü, sigarayı bırakmış...
Gemilerdeki yaşamını anlattı...
Bir de beni köye davet etti...
Tabii ki çok mutlu oldum.
Sonra birbirimize sağlıklar dileyerek vedalaştık.

Ve döndüm kendime baktım...
Bu kez yazdıklarımdan utandım.
Aslında ne gereği vardı?
Bir de geçmişle yaşayan insanları sevmem...
Daima ileriye bakmalıdır derim.
Öyleyse yuf olsun bana!
Hani derler ya,
"Söz ağızdan çıkmadan senin esirindir,
ama çıktıktan sonra sen onun esiri."

Çok doğru, benimde esiri olduğum bir yazım var.
Bu saatten sonra silmek de bana yakışmaz...
Neyse, ayıplarıma bir tane daha ilave oldu...
Tanrı günahlarımı af etsin, amin!

Gelelim Köksal'ın fotoğraflarına...
Sanatçı ruhuyla bakmış vizörden...
Objektifi dağlarla buluşmuş, yeşilin en doğalını yakalamış.
Âdeta resital sundu bana.
Demek ki sergi açma vakti gelmişte geçiyor.
Öyleyse kolları sıvama zamanı...
Asıl makinenin deklanşörüne Köksal, dağ bayır gez...
Nasıl olsa Zantaralısın...
Köyün hazırdır poz vermeye...
Ondan daha kıymetli hazine bulamazsın.

Macit Hoca

Hiç yorum yok: