bir şair vardı, öğretmen

10 Haziran 2019

Cepheden hissi yazılar!

Macit CÜNÜNOĞLU









Kalbimiz yumruğumuz büyüklüğündeki kas yumağı.
Beynimiz de milyarlaca hücreden oluşmuş sekiz yüz gramlık pelte.
Yani komuta merkezi.
Gerisi de biri hariç teferruat, daha doğrusu olması gerekenler.
Yaşayıp gidiyoruz işte.
Yeter ki sistem aksamları teklemesin.
Yine de hâlimize şükür, en azından yetmiş yaşımı gördüm.
Kalan ömrüm hakkında da bir fikrim yok.
Fakat bir de manevi dünyamız var.
Hemen aklınıza din gelmesin, ondan söz etmiyorum.
Yaşadığımız acılar, sevinçler mutluluklar.
Bazen her iki duyguyu tartıyorum da...
Pozitif taraf ağır basıyor.
Belki de hiç kötümser olmadığım içindir.
Bugüne kadar yaratıcı güç hep gönlüme göre verdi.
Mahpus damlarında bile menfezlerin arkasına gizlenmiş ışığı hissettim.
Güneş yüreğime daima doğdu.

Aynı duyguları şimdi de taşıyorum...
Hatta çok daha fazlasını.
Ne de olsa imbikten süzülürcesine gelen yılların birikimi var...
Bu arada Tek Adam ile Genç Adam'ın mücadelesini ilgiyle izliyorum.
Kimlerden söz ettiğimi anlamışsınızdır.
Büyük Reis ile İmamoğlu.
İlki Arap fantazisi, siyaset de eşi benzeri olmayan.
Düşünsel yapısı Ortaçağ'dan bir adım sonrası.
Sakın ha, rönesans falan anlaşılmasın...
Aydınlanma kim, O kim...
Olanı karartmakla meşgul.

İkincisi de modern dünyanın yakışıklı genci.
Yaşam biçimi, söylemleri M.Kemal'den derin izler taşıyor.
Kırk yılda bir gelecek türden.
Sarıldık O'na, İstanbul'a başkan seçilmesi için canla başla çalışıyoruz.
Umarım emeklerimiz boşa gitmez...
Yoksa durum fena.
YSK'yı arkasına alan Reis bir darbe daha yaparsa...
Şimdiden ilân ediyorum; ülkeyi terk ediyorum.
Nereye mi?
Amerika bizi bozar, İran'a...
Severim Acem illerini, Fars kültürünü.
Bizimkine katlanmaktansa komşunun haysiyetli dış politikasına kurban...
Bu gerçek bile ilticam için yetmez mi?

Hiç yorum yok: