bir şair vardı, öğretmen

30 Haziran 2019

Sevdalar



Bugün Pazar, güne erken başlayanlardanım.

Çayı demledim, balkonda ilk sigaram.
Serçelerle sohbet, kumrularla oynaşma.
Kargalar yanaşmıyor, kedi maması peşindeler.
Ama martılar, penceremin pervazına konuyorlar...
Dertleri beni denize çağırmak ve kulağıma fısıldıyorlar,
"Sakın ha simit almayı unutma."
Etraf yemyeşil, bahçemde palmiye ağacı...
Yoldaşı çamların en güzeli ladinler.
Şimşirler koskocaman, top top...
Köşeden ortanca göz kırpıyor...
Eflatundan mora çalan renkleriyle âdeta gülümsüyor.
Bir de gülümüz var, torunumun en sevdiği renkte, pembe.
Gözümüz gibi bakıyoruz, dokunmak yasak.

Şarkısız, türküsüz hayat olur mu, bu kez farklı bir 
şeyler dinlemek istiyorum.
Gezindim You Tube'da...
Karşıma Musa Eroğlu ile Cem Adrian çıktı.
Musa'yı bilirim de, tuhaf soyadlı bu çocuk kim.
Araştırdım, Yugoslavya kökenli, 1980 Edirne doğumlu.
Kendini müziğe adamış.
Müthiş bir ses, 4,5 oktav, yanık mı yanık...
Yorumuyla nokta atışı yapıyor, hedefinde yüreğim...
Tam isabet.
Şiddetle tavsiye ederim, tanışın, dost olun.
Hele aşağıdaki türküsü içime işledi.
Bağlama eşliğinde nefis bir düet.

"Bana ne yazdan bahardan
Bana ne borandan kardan
Aşağıdan yukarıdan
Yolun sonu görünüyor

Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor"

Aslında sabahları dokunaklı parçalar dinlemem.
Çoğunlukla oyun havalarını tercih ederim.
Bilhassa Bedia Akartürk'ten.
Dayanamam, çoğu kez kalkar oynarım.
Bir seferinde komşular görmüş, hanıma sormuşlar,
"Eşiniz hep böyle midir?"
O da "evet" demiş, 
"ayrıca siz daha ne gördünüz ki"
Dert etmedim, ayrıca karım yalan da söylememiş.
Ne zaman bir kemençe sesi duysam horona yeltenirim.
Omuzlarımı titretemesem de, gönlümdeki coşku yeter.
Karadeniz ezgileri bilincime iki yıl boyunca kodlanmıştır...
Ama "yolun sonu" iyi geldi.
Feleğin çemberinden geçerken bugün dostlarımla randevum var.
Yeniden doğacağım yarım yüzyıl sonra...
Hasret kaldığım toprakların kokusuyla...
Bekle Zantara, geliyorum, uşaklarınla sevdalara koşuyorum.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: