bir şair vardı, öğretmen

21 Mayıs 2020

Herodot'un izinden...

Amasya Kalesi















Çocukluk, gençlik, yaşlılık anılarım birbirine karışıyor.
Rüyalarımla hayâllerimin karıştığı gibi.
Neydi geçmiş, neydi yaşadıklarım?
Artık rahatlıkla cevap veremiyorum.
Evlâtlarımla, torunlarımla birlikte kalan ömrümü tamamlamaya çalışıyorum.
Günlerim de fena geçmiyor, belki virüs belâsından dolayı özgürlüğüm kısıtlandı
ama en azından haftada bir gün de olsa ziyaretime geliyorlar.
Bu buluşmadan da ziyadesiyle mesut bahtiyar oluyorum.
Dikkât ediyorum, çoğu arkadaşım bu imkânı da bulamıyor.
Moda deyimle izole hayatlarını sürdürüyorlar.
Gerçekten de zor bir durum, özellikle ileri yaşlarda insan sevmeyi
sevilmeyi o kadar çok özlüyor ki.
Hele hele de torunlarla oynaşmak ömrüme ömür katıyor.
Bir de evlâtlarımla yaptığım sohbetlerin tadına doyum olmuyor.
İki tek atmışız, sanattan siyasete kadar her telden konuşuyoruz.
İnanın vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum.
Veda zamanı geldiğinde de derinden üzülüyorum…
Yolcu ettikten sonra da dönüp doğduğum topraklara sığınıyorum, Amasya’ya.
Nasıl olsa İstanbul yasak, bari diyorum hayâl dünyamda gezineyim.
İyi de oluyor, içim ferahlıyor, ruhum rahatlıyor.

Şehrimizin can damarı Yeşilırmak ve onun yaydığı güzellikler.
Âdeta beni davet ediyor, ayrıca cennetten gelen çağrıyı kim geri çevirebilir ki?
Belki içinde yaşayanlar hasretimi abartılı bulabilirler, bence mahzuru yok.
Ama onca kent gezmiş biri olarak memleketimi tek geçerim.
Tabii İstanbul hariç, orası Türkiye değil, başka bir dünya.
Deyin ki devlet içinde devlet.
Evet, bugün gönlüm Çakallar’da çay içmek istiyor.
Elbette semaverde, yanında Galip ustanın çöreği ve köy peyniri.
Tam karşımda Pontus kalesi bütün çıplaklığıyla duruyor.
Kral mezarları, Kızlar Sarayı ve sarnıçlar.
Milattan önceden kopup gelen eski uygarlıklar…
Başlangıçları Hattiler, sonra Roma ve nihayetinde Bizans.
Ta ki Selçuklu gelene kadar, sonrası malûm; Osmanlı ve T.C.
Binlerce yıllık tarihi dokunun içinde yaşamak güzel bir duygu.
Aklının yettiği kadarıyla geri vitese takıp ilerleyebilirsiniz.
Muhakkak ki bir yerlerde Herodot Baba’yla karşılaşacaksınızdır.
Sakın ıskalamayın, dost olun onunla.
Hemşerimiz Strabon gibi ilklerdendir.
Merak edip bir çırpıda okuyun kitabını…
Karşınıza Amasya da çıkacaktır ve daha neler neler.
Bu arada soyağacınızla ilgili bilgiler öğrenmek istiyorsanız, boş verin
Orta Asya’yı, Osmanlıyı…
Köklerinizin kıdemini görünce şaşıracaksınız.
Yeter ki geçmişle bağ kurmayı becerin, çünkü bu toprakların altı üstü
hazinedir, atalarımızdan günümüze kalan değerli miraslar.
Ve sizlere emanettir, lütfen kıymet bilin, kurda kuşa yem etmeyin.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: