bir şair vardı, öğretmen

19 Mayıs 2020

Şerefine Şerefim, iyi ki varsın

Keman virtüözü Şeref Gülsün

















Her ne kadar hapis hayatından fevkâlâde sıkılmış olsak da
faydası da olmadı değil.
Öncelikle bol bol okuma fırsatı bulduk, bir de sanatla haşır neşir olduk.
Sağolsun Facebook arkadaşlarım sayfalarından müziği hiç eksik etmiyorlar.
Hemen hemen her telden var.
Ancak Şeref Gülsün’ün paylaşımları ayrı bir lezzet.
Biliyorsunuzdur, üstadımız akademik müzisyen.
Özellikle Türk Sanat Müziği’nin tüm inceliklerine vakıf.
Zaten bu konuda kitapları ve çok güzel besteleri var.
Çaldığı keman ise virtüözün elinde olduğunu hissedercesine
yüreğimize ulaşan nağmelerle gönlümüzü okşuyor.
Ne güzel, insanın böylesi melekelerle donanımlı olması.
Hele fasıllar, o bölüm de ayrı bir muhabbet konusu.
Çünkü bu tür musikimizin adeta saltanat makamı.
Oralarda aşık atmak herkese nasip olmaz.
Ama Şeref kardeşim sanki sanat için dünyaya gelmiş.
Yalnızca enstrümanını çalmıyor, çalıştırdığı koroları da başarıyla yönetiyor.
Yaşadığı engin tecrübeleri de sık sık takipçileriyle paylaşıyor.
Kâh Maksim günlerini, kâh televizyon kayıtlarını…
Bazen de şarkılarını kendi çalıp, yorumluyor.
Belki talepkâr olsak canlı yayına bile geçer ama dilerseniz bu isteğimizi
büyük ustamıza iletelim, bakarsınız karşılık bulur, pratiğe yansır.
İşte o zaman tadından yenmez, elimde kadehim, Şerefim karşımda…
Vallahi istek bile yapabilirim, O da döktürür hüzzam makamından.

Fakat bir konunun altını çizmeden geçemeyeceğim, üstadımızı arada sırada
kızdıranlar çıkıyor, anlıyorum ki hariçten gazel okuyanlar.
O da başlıyor didaktik metotlarla fırça çekmeye.
Yapma etme diyecek halimiz de yok.
Bir de hepimizi aforoz etmekle tehdit etmez mi!
Tabii anlayışla karşılıyorum, ne de olsa ayrı dünyaların insanıyız.
Ömrünü sahnelerde geçirmiş, Zeki Müren’in baş kemancısı olmak
az bir şey mi?
Elbette bizim gibi sıradan insanlardan değil.
Onların ruhunda kulis tozu var, kanında akyuvarlar yerine notalar gezinir.
Her nefes alışlarında sekizlikler, on altılıklar dans eder…
Es yoktur hayatlarında, matine suare derken bir ömür geçmiştir.
Çok severim dostumu, kişiliğini, sahnedeki duruşunu.
Kemanı yoldaşı olmuş, şarkılarla sarmaş dolaş portre çizgilerinin
daima üzerindedir...
Ve el sallar sosyal medya sayfalarından; “hangi makamdan istersiniz?”
Çal ustam çal, yeter ki sesini, kemanını duyalım…
Ve hep birlikte çıkalım gökyüzüne, yıldızları seyredelim.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: