bir şair vardı, öğretmen

02 Mayıs 2020

S.O.S

Macit CÜNÜNOĞLU











Halkımızın sıkça kullandığı bir lâf vardır;
“Allahım insanı açlıkla terbiye etme.”
Ve ilâve eder: “Aç köpek cami duvarını deler.
Evet, zordur aç kalmak, oruç tutmaya benzemez.
Önü arkası belli değildir, ne zaman sona ereceği de.
Yeryüzünde açlıkla mücadele eden milyonlarca insan var.
Zaten “Tok açın hâlinden anlamaz” sözü boş yere söylenmemiştir.
Bir de İslâmi söylem vardır; “Komşun açsa tok yatma!”
Kulağa hoş geliyor ama karşılığı ne kadardır, bilemem.
Ancak modern çağın sorunları bitmezmiş gibi, şimdi de ülkeler
Corona’yla boğuşuyor.
Dünya imparatoru, süper güç Amerika’nın bile hâli ortada.
Verdiği kayıplar insanı hayrete düşürüyor.
ABD’yi kağıttan kaplana benzeten Mao belki de haklı çıktı.
Demek ki kapitalizmin de zayıf halkaları varmış.
Öyleyse biz ne yapalım?
Batı bu kadar zor durumdayken, üstelik güçlü ekonomilerine rağmen
ürkütücü tablolar çiziyorsa, ülkemiz ne yapsın?

Tamtakır hazine, millete anlattığı masallarla koltuğunu koruyan bir adam,
köprü yapmayı, duble yol açmayı marifet sayan bir zihniyet, inşaat furyasıyla
göz boyama sanatının Cilalı Taş devrinden kalma prototip örneği!
Durum hiç de iç açıcı değil.
Ve yakın zamanlarda bugünleri arayacağımız da kesin.
Felç olmuş bir hayat, S.O.S sinyalleri veren üretim zinciri…
Eğitim sistemi çökmüş, sağlık hizmetleri kör topal yürüyor…
Marketler, pazarlar açık ama ya domatesin, biberin fiyatı…
Ve hepsinden önemlisi de halkımızın satın alma gücü ne âlemde?
Dolar 7 (yedi) lira…
Maliye nazırına göre her şey kontrol altında.
Sanki Türkiye dikensiz gül bahçesi.
Kâğıt üzerinde ulusal gelir 10 bin dolar, tanrı aşkına sorarım size,
bırakalım bireyi, hangi eve yetmiş bin lira giriyor?
Ve bütün bunları yazmak çizmek söylemek düşmanlıkla eş tutuluyor.
Zaten Avrupa ülkemizdeki yönetimi “otokrasi” ilân etmiş.
Sanki bu topraklarda yaşayanlar bilmiyordu!
Parlamentosu işlevsiz ve dahi demokrasisiz ucube bir sistem.
Her şey O’na bağlı, yani Tek Adam’a…
İster zorbalık deyin, ister tiranlık; zordur tek kişinin hükümranlığında yaşamak.
Hele hele de duyarlıysanız, yüreğiniz insan sevgisiyle doluysa.
Oruç tutan vatandaşlarıma bakıyorum, Ramazan sonuçta bir ay…
Bir de yıkılan ekonominin altında kalıp ömür boyu açlığa mahkûm olursanız?
Tövbe tövbe, delinecek cami duvarı da yok, çünkü hepsi kapalı.
Belki akıllarına Saray gelir, saltanatın zirvesi…
Altını oymaya şimdiden başlamalı mı, ne dersiniz?

Hiç yorum yok: