bir şair vardı, öğretmen

26 Mayıs 2020

Yeter ki içinde adalet, barış...


Macit CÜNÜNOĞLU










Amasyalı hemşerilerimden bir gün izin isteyip siyasetin 

engin sularına açılmak istiyorum.
O şehvetli bataklığa.
Ne kadar da cazip, âdeta davetiye gönderiyor.
Kırar mıyım hiç…
Hemencecik balıklama atladım.
Aslında yazacağım fazlaca bir şey yok.
Yine de birkaç kelâm etmekte fayda var.
Ülkemizin hâl ve gidişi hepinizin malûmu fevkâlâde kötü.
Ekonomi dip yapmış, kanserli vakanın son evresi.
İktidar çaresiz, minarelerde “çal bella” çalarak umut tazelemek istiyor
ama nafile.
Çünkü adres yanlış, Erzurum falan olsa belki diyeceğim ama
İzmirli kül yutar mı?
Neticede de yemedi.
Lâkin saldırganlık sürüyor.
Baş hedefi HDP ve yerel yönetimlerdeki kazanımları.
Asıyor, kesiyor, buduyor ve yöneticilerini hapsediyor.
Baş düşman da CHP, tuzağa düşürmek için elinden geleni ardına koymuyor.
Ve bunun adı da adalet ve demokrasi olarak tanımlanıyor.
İnanın isyan kültürü olamayan toplumlarda yaşamak zûl.
Tamamen biat geleneğinin paradigması içindeyiz…
Başta sultan, bizler aciz kul…
Sandık çözüm yolu gözükse de kutsal ittifakı yenmek mümkün değil.
MHP hazır kıta, İYİ Parti aday adayı…
Geriye de sen ben bizim oğlan kalıyor ki…
Umut fakirin ekmeği, ye Memed ye!

Ancak insanlığın bir yerlere sürüklendiği kesin.
Artık ayrılıklar bir anlam ifade edecek.
Hele hele de sarılmaların öpüşmelerin kıymeti asla unutulmayacak…
Ya göz göze bakışmalar, yapılan sohbetler…
Hasletlerimizde taşıdığımız duygular değil mi?
Ve geldiğimiz nokta, bir virüs gezegenimizi baştan yaratacak.
Ne ABD imparatorluğunun ne de Çin’in ekonomik gücünün
hikmet-i harbiyesi kalmayacak.
Küresel kapitalizm yeniden revize edilecek, çıkış yolları aranacak.
Elbette altta kalan yine yoksul ülkelerin halkları olacak…
Ama bitmeyen umutla beklediğimiz yeni bir dünya görüşü tekrar dirilip
ışığımız, güneşimiz olacak.
Adının ne olacağı da önemli değil.
Yeter ki içinde eşitlik, barış, özgürlük olsun.
İşte bu kavgaya ben varım, ya siz?

Hiç yorum yok: