bir şair vardı, öğretmen

16 Mayıs 2020

Gerçek zenginlik

Amasya















Uzunca bir süredir Corona’yla yatıp kalkıyoruz.
Çağımızın baş belasıyla mücadele zor görünüyor.
Şimdiden dünyada ölenlerin sayısı 300 bine yaklaştı.
Üstelik çoğu da ekonomisi gelişkin ülkelerde.
Demek ki kapitalizm de her derde deva olmuyormuş.
İnşallah insanlık gerekli dersleri çıkartır.
Bende çaresiz, eve tıkılı vaziyette gelişmeleri izliyorum.
Neyse ki hissiyatımı yazıya dökebiliyorum.
Yoksa durumum kötüydü, dört duvar arasında hobisiz
yaşamak kolay değil.
Tabii bir de Amasyam var, doğduğum topraklar.
Hemen hemen her gün, hatta kesintisiz gönlümü gezdiriyorum.
Üstelik parayla değil, ne yatacak yer arıyorum ne yiyecek.
Yeşilırmak vadisini boydan boya kendime tahsis ettim.
Kimseyi rahatsız etmeden volta atıyorum.
Ne kadar da özlemişim, bir bilseniz.
Bilmeyen de sanki Paris’ten söz ettiğimi zanneder.
Varsın olsun, tercih bu, memleketim benim nezdimde
zaten bir numara.
Her ne kadar İstanbul aşığı olsam da Amasya’dan asla vazgeçmem.
Tilki de değilim ki dönüp dolaşacağım yer olsun…
Torun torbaya karıştım, evlâtlarımla birlikte sürdürdüğümüz bir
hayat tarzımız mevcut.
Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Ama hayâllerimde, rüyalarımda daima Amasyam var, canım memleketim.

Düşünsenize, bir köprümüz görevi başındadır ki, temelleri
Roma’dan kalma.
Üzerinden geçerken her zaman aklıma o muazzam imparatorluk gelir.
Dünyanın dört bir tarafına ne eserler kazandırmış.
Adı Bizans olmuş, Pontus olmuş fark etmez, neticede her yol
Roma’ya çıkar.
Örneğin New-York’taki Brooklyn köprüsü, Hollywood artistleri gibi ünlü…
Ya yaşı, 19. Yüzyılın sonlarına doğru yapılmış, daha dünkü çocuk!
Her zaman yazar söylerim, tarih bilinciyle yaşamak insanı zenginleştirir…
Mesele kuru bilgi depolamak değil, o kültüre ulaşmaktır.
Dolayısıyla her bir Amasyalının yaşadığı coğrafya hakkında derin
bilgisinin olması gerekir ki, sahip olduğu değerli hazineye sahip çıksın.
Yoksa birileri gelir; ama vali, ama belediye başkanı, gönlünce at koşturur.
Tecrübeyle sabittir.
Yakın zaman olduğu için yazıyorum, Ş. Dağıstanlı’yı unutanınız var mı?
Kimdir bu adam?
Faşist Cunta lideri Evren’in devresi, peki siyasetçi midir?
Hayır, emekli bir subay, benzincilik yapıyor.
Ama tepeden inme koltuğa oturmasını biliyor, devir 12 Eylül…
Karanlık günler, dilerim sevgili hemşerilerim o korkunç yılları unutmamıştır.
Ama son dönemlerde gerçekleşen seçimlere bakıyorum,
giderek muhafazakârlaşan bir Amasya var.
Çok eskilerden vazgeçtim, seçim sonuçları 70’li yılları aratır oldu.
Nerede kaldı Çağlayan, Çiçek, Kristal lokantaları…
Sadece hatıralarımızda ve hayâllerimizde.
Dost acı söyler derler, bu gidişat Amasya’ya hiç yakışmıyor.
Kentlilikten bi haber, davul zurnayla çekilen halaylar, simsim oyunları…
Hepsi bir yere kadar.
Ancak vatan sizden M. Kemal aydınlığını içselleştirmiş
gençler yetiştirmenizi bekler…
Daha açıkçası 22 Haziran Tamimi’nin hâlâ gündemde
olduğunu unutmadan.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: