bir şair vardı, öğretmen

30 Nisan 2020

Kutlu olsun emeğin bayramı, yaşasın 1 MAYIS



1 Mayıs 1978-Taksim
Ben, rahmetli karım Onur, kardeşlerim
Fatoş ile rahmetli ağabeyim Adnan.





















Her 1 Mayıs geldiğinde heyecanlanırım.

İçime gençlik ateşi düşer, katıldığım bayram günlerini hatırlarım.
Günün erken saatlerinde başlayan telaş, Taksim meydanına kadar sürer.
Artık on binler arasındayım.
Yanımda dostlarım, kardeşlerim.
Her taraf DİSK, her taraf kızıl bayrak.
Yükselen sesimiz tüm ülkeye yayılıyor.
Ne güzel mutluluk.
Sanki yarın devrim olup, ileri demokratik düzen kurulacak.
Ülkede rüzgârlar kuzeyden esiyor.
Yıl: 1976, herkes neşe içinde.
İşçi sınıfı marşları, türküleri söyleyip halaylar çekiyoruz.
Âdeta cennetteyiz, coşkumuz tavan yapmış, kadınlı erkekli
gülüp eğleniyoruz.
Kürsüde birileri konuşuyor ama ne söylediği umurumuzda değil.
Sadece o anı yaşıyoruz, devrim arifesinin sıcak duygularını.
Zaman çok çabuk geçiyor, akşam oluyor ve ant içip dağılıyoruz.

Bir yıl çabuk geçiyor.
Kavga bütün hızıyla devam ediyor.
Sokak cinayetleri artmış, aydın kıyımı yürekleri dağlıyor.
Yine Taksim’deyiz.
Bu kez yıl: 1977…
Daha örgütlüyüz, daha güçlüyüz.
Sesimiz gür çıkıyor…
Ama kurşunlar, sirenler, panzerler, provokasyonlar kalbimizin orta yerinden vuruyor.
Geride yitirilen 34 can ve adı “Kanlı 1 Mayıs”a çıkan tarih sahnesi.
Yılmıyoruz, hiçbir kuvvet durduramaz bizi, bu kez 78’e hazırlanıyoruz.
Son kez Taksim’deyiz.
Artık DİSK parlamentoyu dahi etki alanına alan öncü güç.
Bu defa TKP bayrağını meydana dikip, güneşli günleri selâmlıyoruz.
Ulusal Demokratik Cephe (UDC) kurulmuş, iktidara yürüyoruz.
Ve yasaklar yasaklar.
Yıl: 79, 12 Eylül felâketi çok yakın.
1 Mayıs’a izin yok.
Öyleyse ver elini İzmir, Cumhuriyet meydanı.
Sol paramparça.
Maden-İş, Bank-Sen, Baysen-İş öncülüğünde yandaş demokratik kitle örgütleri.
Yine on binleriz.
İstanbul’da sokağa çıkma yasağı var.

Bugün 1 Mayıs, virüs nedeniyle yine ev hapsindeyiz.
Kaderin cilvesi, sabah erkenden kalktım, Google’dan işçi sınıfı marşlarını açtım…
Yüreğim yine kıpır kıpır, sanki yirmili yaşlardayım.
Elimde emekçilerin kanıyla sulanmış kızıl bayrak, balkondayım…
Bayrağımı salladım salladım durdum…
“1 Mayıs, 1 Mayıs…” şarkısını mırıldanarak…
Ne duyan oldu ne gören…
İçeriden hanım seslendi; “ gir be içeri adam, yoksa sen rüyada mısın?”  

Macit CÜNÜNOĞLU


Hiç yorum yok: