bir şair vardı, öğretmen

26 Nisan 2020

Yaşasın 1 Mayıs

Ankara-Selim Sırrı Tarcan Salonu-1978












1Mayıs
yaklaşıyor, emeğin bayramı.
İççi sınıfının yüzyıldan fazla sürdürdüğü gelenek.
Taksim meydanına izin çıkacak mı, çıkmayacak mı sorusu da
şimdiden cevabını buldu.
Corona virüs duruma el koydu, herkes evinde.
Nasıl olacaksa bu yıl online yapılacakmış, heyecanla bekliyorum,
göreceğiz bakalım.
77 kanlıydı, 34 insanımızı yitirmiştik.
78 ise gerçek bir şölene dönüşmüştü.
O tarihlerde saflarında yer aldığım TKP de güneşi görmüştü.
Çünkü illegaldi, faaliyetleri gizliydi.
Ancak DİSK gibi öncü örgütlerde etkiliydi.
Hiç unutmam, 1 Mayıs yaklaşırken DİSK Temsilciler Meclisi
Ankara Selim Sırrı Tarcan Salonu’nda toplanmıştı.
Gündem meydanlarda uyulacak prensipler ve atılacak sloganlar.
Sendikam adına ben de bir konuşma yapmıştım.
Çiçeği burnunda başkan rahmetli Abdullah Baştürk ilk kez
alanlarda boy gösterecekti.
Dikkatli, titiz ve de CHP’liydi.
Ama partim kural dinler mi, hazırlıklarını su yüzüne çıkmak
için yapmıştı.
Ve tarihi gün gelip çattığında da Taksim’i kızıl bayraklarla donatmıştık!
Artık gururluyduk, zulamızda sakladığımız orak-çekiçli parti rozetlerimizi
yakamıza takmıştık.
Çok mutluyduk, devrim günleri yakındı!
Ve 1 Mayıs Marşı’nı yüreğimizde hissediyorduk.
Âdeta emekçi sınıfların ulusal marşı olmuştu, fabrikalarda iş yerlerinde
emeğin sesi her geçen gün yükseliyordu.



"Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde
1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı
Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir
1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı
Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor
Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur gider."

Rüyalarımızdan uyanmak uzun sürmedi, hayâllerimiz
faşist 12 Eylül darbesiyle yerle bir oldu.
Ve sonrası, ülke tarihimizin gördüğü en kanlı sahneler…
Kapatılan partiler, binlerce tutuklama, idamlar hapisler, işkenceler sürgünler.
Hepsi geride büyük acılar bırakarak gelip geçti.
Bir hafta sonra 1 Mayıs, emeğin bayramı, uluslararası işçi sınıfının
birlik mücadele günü.
İlk kez online katılacağımız dayanışma sınavı, devrimci ruhumuz
balkonlarda hapis…
Yine de haykıracağız 1 Mayıs marşını;

Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından
...

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: