bir şair vardı, öğretmen

24 Nisan 2020

24 Nisan (..?..)












Geldi çattı ramazan.
Oruç tutanlar için güzel mevsim.
Yazın kavurucu sıcakları yok.
Otuz bir ilde uygulanan yasaklar da insanların büyük bir çoğunluğunu
evde tutmayı başarıyor.
Her ramazan geldiğinde çocukluk anılarıma yolculuk ederim.
Tabii Amasya’ya.
İftar sofralarının kendine özgü sihirli büyüsü, teravih namazlarına gidişler…
Sahura uykulu gözlerle kalkmalar…
Hepsi dinsel kültürün vazgeçilmez ritüelleri.
Kalede çalan bandonun kente kadar ulaşan melodileri…
“Zeytinyağlı yiyemem aman
Basmada fistan giyemem aman…”

Peşinden top atışı, eski evlerin macunsuz camları sarsılırdı.

1950’lerde Amasya’nın nüfusu 15 bin civarındaydı.
Küçük bir Anadolu şehri.
Ama tarihten gelen birikimleri, gelenekleri çok fazla.
Ah Yeşilırmak’ın bir dili olsa da konuşsa.
Binlerce yıldır neler görmüştür neler, hangi uygarlıklara tanık olmuştur.
Karadeniz’le randevusuna giderken kimlerin kanını taşımıştır?
Dışarıdan bakılınca mutlu bir profil çizer, sanki İsviçre kasabası.
Lâkin iç dokusunu merak edince, daha doğrusu röntgenini çekince acılarla
dolu manzaralarla karşılaşırsınız.
Bugün 24 Nisan, n’oldu dersiniz?
Yazın bakalım Google’a, hangi gerçekler dikkatinizi çekecek?

Ah Anadolum ah!
İttihat Terakki’in Alman maşası önderleri…
Birinci Dünya Savaşı’na dahil olurken içte de bir ulusun kökünü kazıdılar.
Ve T.C.’ye en iğrenç mirası bıraktılar.
Yüz yılı aşkın süredir uluslararası en ciddi sıkıntımız Ermeni meselesi.
İster tehcir deyin ister soykırım…
Bir halkın toprağından sökülüp atılıp atılması kadar acı bir şey yoktur.
Özellikle bir Amasyalı olarak.
Geçtiğimiz günlerde hemşerilerimiz Agavni ile Kevork’la konuştum.
Sohbetlerimizin öznesi Amasya.
Aradan yarım yüzyıl geçmiş, unutulmayan asla da unutulmayacak anılar.
Hep beraber ziyaret ettik Ulumama’yı, şimdilerde yerinde yeller esen
Ermeni mezarlığına uğradık, toprağa karanfiller bıraktık.
Gözlerimiz nemli, geçmişi yad ettik.

Evet, geldi çattı ramazan.
Amasya’da sokağa çıkma yasağına lüzum yok.
Top atıldı mı herkes evinde, iftar sofralarının başında.
Toplumsal baskı sonucu olsa gerek, oruç tutmasanız da ortalıkta gözükmemekte
fayda var.
İslâm hoşgörü dinidir derler ya, Yeşilırmak kenarında bir sigara tüttürün hele…
Neyse, esselamınaleykûm, herkese hayırlı ramazanlar.
Allah’ın selameti başınızın üstüne olsun.
Âmin!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: