bir şair vardı, öğretmen

01 Mayıs 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
01/05/2014 08:12

Yaşasın 1 Mayıs

A+
A-
Şeyh Said isyanı üzerine (24 Şubat 1925 - 23 Aralık 1927) halkımız sıkıyönetimle tanıştı…
Kubilay olayıyla (1 Ocak 1931 - 9 Mart 1931) devam etti.
İkinci Dünya Savaşı’nda (20 Ekim 1940-23 Aralık 1947) tekrarlandı.
6/7 Eylül faciasında (7 Eylül 1955 - 7 Haziran 1956) bir daha…
27 Mayıs hareketi sonrası (28 Nisan 1960 - 1 Aralık 1961) alışkanlığa dönüştü.
Aydemir denemesi (21 Mayıs 1963 - 20 Temmuz 1964)...
Tam unuttuk derken 15/16 Haziran direnişi, kapsama tarihleri: 16 Haziran 1970 - 16 Eylül 1970...
12 Mart muhtırasın da ayar kaçtı (26 Nisan 1971 - 26 Eylül 1973), malûm sonuç…
Kıbrıs çıkartması uğruna (20 Temmuz 1974 - 2 Eylül 1975) vatansever sıkıyönetim.
Yaygın şiddet hareketleri üzerine (26 Aralık 1978 - 12 Eylül 1980) peşrev sıkıyönetim…
12 Eylül faşizmin de film koptu, yedi yıl süreyle tarihî SIKIYÖNETİM.

Maalesef talihsiz ülkenin bahtı kara vatandaşlarıyız!
“Sıkıyönetim” denilen melaneti dedem, babam yaşamış…
Ben de yaşadım, eksik olmasın çocuklarıma da yetişti…
Şimdi de torunlarım…
Offf, ne fena bir durum!

“Yok mu çaresi?” demek de YASAK…
Kazara dedin…
Muamele karakolda başlar, sağ kalırsan mahkemede sürer, mahpusta neticelenir…
Ve yıllar geçip gider, sıkıyönetimlere alışırsınız…
Uzun süre ayrı kalırsanız ülkeyi yöneten efendilere dualar eşliğinde yalvarırsınız:
“N’olur bir dirhem sıkıyönetim!”

Asla kırmazlar seni…
Bu memlekette bahane çok!
Örneğin “1 Mayıs”
Çek bir Taksim yasağı…
Vapur otobüs metrobüs yok, metro tramvay marmararay yok…
Her eve lâzım ileri demokrasi var…
Gecikmiyor Ankara’nın sesi:
“Dürüyenin güğümleri kalaylı, fistan giydim etekleri alaylı”
“Sanal sıkıyönetim ilân ettim, haberin var mı?” 


Fakat gidişat tehlikeli…
Bölücü zihniyetle yönetilen ülkemiz hızla ortaçağ karanlığına sürükleniyor…
Kürt-Türk, Alevi-Sunni değil…
Bir tarafta palalılar, kefenliler…
Diğer tarafta insanlık onurunun peşine düşenler.

Adı konmamış bir savaş yaşanıyor…
Tarihsel geçmişin ağır yükünü taşıyan.
Gözü kan bürümüş, kinden beslenen güruh iktidarda…
Kibir, alay, güç, azamet…
Ne ararsanız var.

Saldırıyorlar ne idüğü belirsiz millî irade adına…
On beş yaşındaki çocuklar düşman bellenip hain ilân ediliyor…
İnternetten, tivıtırdan, yu’tuptan korkup Geziciler Taksimciler çizilmiş…
Sahte tatil yalanlarıyla vicdanlar kepenk kapatmış…
Yüreklerinde tedirginlik…
Farkında değiller son çırpınışlarının…
Sanal sıkıyönetimlerden medet umuyorlar!

Her şeye rağmen YAŞASIN 1 MAYIS
Emeğin, yaratanın en güzel, en değerli, en manidar bayramı…
Geliyoruz zincirleri kıra kıra…

Hiç yorum yok: