bir şair vardı, öğretmen

20 Mayıs 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
20/05/2014 07:57

Soma olur mu Bosna?

A+
A-
Bugün 20 Mayıs…
66 yıl önce tam da bugün (1948) CHP Meclis Grubu, Millî Eğitim Bakanlığı
denetiminde Kuran kurslarının açılmasına karar veriyor!
Enteresan değil mi?
Aslında II. Dünya Savaşı sonrasına iyi bakmak lâzım…
Özellikle tek partinin hüküm sürdüğü 1945-1950 arasına.
Sivas Kongresi’nde (1919) ABD egemenliğini reddeden zihniyet, konjonktüre
bağlı olarak 1945, 1946, 1947 yıllarında söz konusu ülke ile ilk ikili anlaşmaları
peşpeşe imzalıyordu!
Daha doğrusu kuzeyden esen sert rüzgârlar ülkemizi ABD’nin kucağına sürüklüyordu…
Gereği yapıldı, Oval Ofis’ten verilen talimatlar harfiyen yerine getirildi.
Çünkü insanlık komünizm tehlikesiyle karşı karşıyaydı.
Yayılması durdurulup ileri karakol Türkiye derhal tahkim edilecekti!
Edildi de, başkan Truman’ın projeleri dışişleri bakanının adıyla anılan
Marshall döneminde yoksul ülkemize dayatıldı…
Sıkıysa uygulama, korku dağları Stalin apartta bekliyordu…
Ve fakir halkımız tatlı hayatla, mucizevi kapitalizmle tanıştı!
Çağ atlıyordu Türkiye, kahraman ordumuz NATO’ya hızla koşuyordu!
Ondan sonrası malûm, 14 Mayıs 1950 seçimleri…
Yaşasın Demokrat Parti, çok yaşasın demokrasi!
Ha de bre efeler, memleket sizden hizmet bekler(!)

Evet, bugün 20 Mayıs…
Tarihsel gezintimin sonuçlarını aktarayım…
Dün eski tanıdığımın yanındaydım, sıradan ziyaret.
Kendisi Tahtakale’de yılların esnafı; şirketinin etli butlu ticari hacmi var.
Gözümüz yok, allah daha çok versin.
Sohbet falan derken söz dönüp dolaşıp memleket meselelerine geldi…
Sordum: “İktidarcı mısın, Paralelci mi?”
“İkisi de değilim, cemaatçiyim” demez mi?
Şaşırdım kaldım, lâfı uzatmadan ilâve etti…
“Süleymancıyım”
Anlattı; şeyhlerinin faziletlerini, örgütlenme modellerini, sahip oldukları
okulları, yurtları, kursları vs.
Nihai hedeflerini de sır verircesine ifşaa etti…
O nedenledir ki şer-i düzen arzularını burada yazmayayım…
Ne de olsa yerin kulağı var!
Esselamünaleyküm eşliğinde hayırlı günler temennisiyle yanından ayrıldım.

Şimdi gelelim sadede…
Canımızı, ciğerimizi derinden yakan maden faciasına…
Farkında mısınız, Soma hac sezonundaki Mekke’ye döndü.
Mademki istatistik çalışmaları sonuçlandı (301 ölü), (20-25 gözaltı)…
Henüz istifa yok, elbette hükümetten…
Ne gülüyorsunuz, Yürütme’den istifa olmaz mı?
Bence olur, enerjik sakallıyla sosyal güvenlikçi gider…
Belki başbakan…
“Daha neler” dediğinizi duyar gibiyim…
Haklısınız, burası ne Kore ne Japonya ne de Almanya…
Olsa olsa Uganda muadili…
Lideri de İdi Amin’in izinde…
Tanrı sonumuzu hayır etsin!

Ne diyordum, Soma oldu Kâbe…
Hacı, hoca, diyanet, cemaat, tarikat, tekke, zaviye alayı orda…
Yurtiçi, yurtdışı toplanan paralar havada uçuşuyor…
Açılan hesapların haddi hesabı yok…
Bilirsiniz, halkımız yufka yürekli merhametlidir…
Eeee?
Bosna geliyor aklıma, kampanyaları hatırlıyorum…
Bir de Erbasan hoca, Mercimek gerdanlı kasa…
Talebeleri de er doğan recep…

Hani diyorum ki, “Soma olur mu Bosna?”
Tövbe, tövbe…
Lütfen bir cevap, ayrıca bu din kardeşinizi malûmat sahibi yapmak sevap!


Not: Sevgili CHP, bak neler yapmışsın vakti zamanında.
Kusura kalma ama senin günahların benden fazla!

Hiç yorum yok: