bir şair vardı, öğretmen

18 Mayıs 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
18/05/2014 07:15

Kol Saati!

A+
A-

Soma faciasını hükümet 301’e bağladı.
Yerin derinliklerinde başka kurbanlar var mıdır yok mudur,
orasını allah bilir…
Zaten her işimiz allahlık değil mi?
Final konuşmasını Enerji Bakanı yaptı…
Sakalına kurban olduğum mübarek…
Arif olana diyor ki, “şeffaflık en büyük sermayemizdir!”

Bu mudur bu!
İşte bu yüzden AKP’yi seviyorum.
Hem de öylesine ki, birileri dedikodu yapıp çamur atsa da yılmıyorlar,
adamlar sapına kadar şeffaf, böyle parti sevilmez mi?
Ayrıca ne çabuk unuttuk 17 Aralık depremini…
Paralel münafıkların neden olduğu…
Nasıl da dik durdular, nasıl da savunma hattı kurdular?
Bir tek Bayraktar yamuk yaptı…
Anında muhalefetin başı atlayıp delikanlılık mertebesine yükseltti…
Ama nafile…
Yer mi kaşarlanmış kadrolar…
Derhal toplandılar, şeffaf biçimde Bayraktar’ı hizaya sokup parti bayrağını
eline tutuşturdular!

O nedenledir ki şeffaflık mühim mesele…
Bir de iktidarsanız, tek dayanak noktanız, tek güvenceniz.
Yolsuzluklarla ilgili fezlekelerde n’oldu?
Düşmanların dediği gibi halının altına mı süpürüldü?
Asla ve tasla!
Derhal şeffaflık devreye girdi, kol saati masaya yatırıldı…
Parlamentoda konuşuldu, tartışıldı…
İlgili bakanlar kendilerini aslanlar gibi savundu…
Sonuç?
Malûmunuz komisyon, hayırlı işler şeffaf Türkiye!

Aynı metot Uludere vakasında da uygulanmıştı…
Hoş, orası Soma değil…
Açık işletme, sınır boylarındaki yasal ticaret…
Katırlar başrolde, yükler mazot…
Taşıyıcılar 14-15 yaşında çocuklar.
Fidanın kontrolündeki istihbarat sağlam…
Karşılama niyetine yağmur olup bombalar yağıyor…
Kesin sonuç, mevta sayısı 34…
Operasyon baştan sona şeffaf!

Yalnız İstiklal Mahkemeleri, Dersim netameli…
Zaten onlar Gazi’nin marifeti!
Varlık Kanunu da şaibeli, o da Millî Şef’in tezgâhı…
Zaten bu başlıklar polemiklerde sık sık kullanılan elastiki mevzular!
Ya 6-7 Eylül?
Sehven olmuştur, Menderesimiz iş başındadır…
Sebep olanların allah belasını versin, o kadar!

Ah bu hükümet yok mu?
Valla yatacak yeri yok…
Ayrıca hasta ediyor insanı…
Bir de “şeffaflık” demez mi…
Pes doğrusu!

Neyse ki yitirilen 301 madencinin elektrik, su, banka borcunu silmişler…
Ayrıca çoluk çocuklarına maaş bağlanacakmış…
Canlarım benim…
Demek ki gidenler kalanları merak etmeyip gözleri kapalı göçtüler.
Helâl olsun iktidara, dirinin değil ölünün kıymetini biliyor…
Hani derler ya “öl ki ölem”
İşte öldüler!
Ve millî iradenin biricik temsilcisi kesenin ağzını açtı…
Dağıtıyor cennetlikler için…
Kara vicdanlarını aklıyorlar, üç kuruşluk kömürle yoğrulmuş oy uğruna…
Yerseniz!

İşin tuhafı bu toplum yiyor, en azından yüzde ellisi…
Bunca yıldır siyasetle ilgilenirim (aklım yettiğince)…
Adamın taktikleri ne sosyolojide ne psikolojide var.
Analiz yapmak da mümkün değil…
Yeryüzünün prototip örneği…
Fakir, fukarayı ezip geçiyor…
İş sandığa gelince, lânet olmasın (ben paralelci değilim, beddua bilmem)…
Karşımıza çıkıyor kol saati, en fiyakalısından!

Hiç yorum yok: