bir şair vardı, öğretmen

14 Mayıs 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
14/05/2014 07:57

Ağla ülkem ağla...

A+
A-
“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” diye diye…
Yer altına, karanlık tünellere, dipsiz kuyulara, kör mezarlara indik.
Ve toprak utandırmadı insanı, kara talihli nefesleri bağrına bastı.
Evet, unutalım tanrım, unutalım…
Her acıyı, yitirdiğimiz onca insanı.
Baba, ana, kardeş, eş, dost, akraba, arkadaş…
Ayrıca şart mıdır tanımamız?
Bir de evlat acısı, düşmanıma tattırmasın…
İnsan yaşadıkça parçalanacak yürek, ağlayacak.

Yıl 1871
İşçiler yürüyordu Paris’te
Ellerinde kızıl bayraklar
Makinalar parçalamıştı bedenleri, kopuyordu parmaklar
Adına endüstri devrimi diyorlar
Daha yolun başlangıcı
Acemiydi makinalar, toydu, kabaydı, nobrandı, hoyrattı.
Sancılı, acılı yüzyıl
İnsanlığın baş belası kapitalizm doğuyordu.
Kanla, feryatla, isyanla!

Üretiyordu emek, sermayenin gözü aç…
Milyonlarca işçi toprak altında, makina başında
Üretiyordu gece gündüz demeden
Adına vardiya demişlerdi, yığınlar halinde
Doymuyordu vahşi sistem
Ekmek parasına, aş uğruna çalışmaya hazır milyonlar
Üretiyordu işçi, ağlayan yürek ile.

Parçalanan ellerden akan kan dokuduklarını boyamıştı
Kızıl çıkıyordu tezgâhtan kumaş
Aradan yıllar geçti, yıllar geçti…
Alın teriyle harmanlanmış kan dokunan kumaşın rengiydi.

Ve başkaldırdılar, isyan ettiler…
Ellerindeki kızıl bayraklar üniformaları oldu…
Yürüdüler iktidara
Yıl 1871
Adına Paris Komünü dediler…
Yenildiler, kurşuna dizildiler, yüzlerce şehit verdiler
İnsanlık tarihine “emeğin en yüce değer” olgusunu kazıdılar.

Bizim toprakların böyle hikâyeleri yok…
Aradan yüzyıllar geçmiştir
Enerji kara elmas, kömürdür
Karadon’dur, Çeltek’tir, Soma’dır…
Ve binlerce hazin manzaramız vardır…
Gözyaşıyla yıkanmış, acıya boğulmuş, çığlıklardan beslenen…
Bitmez tükenmez 1001 gece masalları
Karanlıktır, Şehrazat’sızdır!

Toprağın altı nemli ve tehlikeli…
Ölüler diyarıdır, çatlaklar da genç cesetler…
Onurlu emeğin mücadelesi gizlenmiştir dehlizlere
Yirmi birinci yüzyıl da ekmek parasına kavuşmak zordur.
Yeryüzünde milyonlar toprağın altı için sıra bekler
Ve bu ülkeye çağ atlamış ileri demokrasili TÜRKİYE derler.

Hukuksuz, adaletsiz, örgütsüz, sendikasız, esaretin kapıda beklediği ülke…
Yer altı vizesi serbest, ölmek kader, sürünmek fıtrat…
Konuşmak yasak, her türlü ifade özgürlüğü yasak…
Ve hepsinden önemlisi, DÜŞÜNMEK YASAK!
Ve burası TÜRKİYE’dir…
Sultanın, sadrazamların, hamam oğlanlarının yönettiği ülke…
Madencinin, emeğin sesi çıkmaz…
Bir bayrağı bile yoktur yürüyecek…
Kan damlar yüreğinden, kızıl kan…
A’slolan kapkara yaşam, zindan karası, kömür karası…
Ve şairin dediği gibi: “Zor iştir kazanmak, ekmek parası.”
Ağla ülkem ağla, sen de ağla millî irade…
Yalnız unutma ki, ölüm kader değildir!

Hiç yorum yok: