bir şair vardı, öğretmen

26 Temmuz 2023

HAYATIN İÇİNDEN



Geçen hafta Erden Candaş dostumuz sımsıcak
bir yazı paylaştı.
Amasya’yı anlatıyor, atmış yıl öncesine uzanıp
mahallesini, sokağını bir kez daha gezip
izlenimlerini günümüze taşıyor.
Zevkle okudum, duygularını bizlere samimi
bir şekilde aktarmış.
Ne güzel, keşke her hemşerimiz benzer
yazılarla Amasya’yı, mahallesini, sokağını anlatsa.
Tabii derdimiz geçmişte yaşamak değil,
sadece anılara selâm göndermek.
Çünkü yaşanmışlıklar kıymetli.
Bizi biz yapan onlarca değer taşıyor.
Öncelikle aidiyet duygusu mahalle ile başlıyor,
sokakla zenginleşiyor.
Geriye de evin içi ve aile kalıyor.
Hepsini mercek altına aldığımızda da kocaman
bir dünya çıkıyor.
Çocuk gözüyle kayıt yaptığımız fotoğraflar, enstantaneler.
Candaş yoldaşımız bu işi ustalıkla yapıp yazıya dökmüş.
İyi de yapmış.
Üstelik tam da zamanında.
Çünkü özellikle benim gibi gurbette yaşayanlar için
Amasya vazgeçilmez hasretlerimizden.
Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür hesabı
memlekete duyulan özlem her daim yüreğimizde.

Ayrıca pek çoğumuzun yaşadığı ahşap evleri kim unutabilir ki…
Hepsi birer gizemli dünya.
Mutfakta kuzine, tel dolabı, küllüsu taharı.
Ve bir köşede ocak, içinde sacayağı, üstünde yağlıları yanıçları
bekleyen bombeli sac.
Yanı başında maltız, kahve cezvesine yer açma telaşında.
Ya doyumsuz lezzetler.
Turşular yazdan kurulmuş, salçanın en alâsı.
Tereyağı tuzlanmış, akşam yemeğine pehli var.
Çekirdeksiz patlıcanlar bahçe mahsulü, pijama yapılmış.
Kuzu eti kasap Ünal abiden (Koçak)…
Bakır kulaklı keyiften dört köşe, Amasya’nın has yemeğini pişirecek.
Kuzinenin ateşi harlanmış, ibrikteki su fokurduyor…
Bacaya takılı aparatta mendiller, çoraplar kurumak üzere.
Peşkirler çamaşır leğenine basılmış, tokaçlanmayı bekliyor.
Anaların yükü her zamanki gibi ağır.
Sorumlulukları arasında çoluk çocuğu doyurmak, temizleyip
paklamak ve çarşı pazar alışverişini yapmak.
Bu arada sıkı komşuluk ilişkilerini aksatmadan diri tutmak…
Ve bol bol dedikodu yaparak beyinsel performansa
malzeme sağlamak.
Babalar ağır sıklet, işinde gücünde.
Akşama çakır keyif de gelebilir.
Ama anne ile evlatlar hazırol da karşılamak mecburiyetindedir.

Elbette zaman çok değişti.
Yazdıklarım sanki tarih öncesine aitmiş gibi.
Oysa bizim hayatımız, yaşadıklarımız.
Şimdiki gibi çocuklar tanrı katına terfi etmemiş…
Anneler yuvayı yapan gerçek bir dişi kuş,
babalar itibarlı ve saygın.
Ya günümüzde…
Dünyanın merkezinde çocuklar, anneler çalışma hayatında,
ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş, sesi çok çıkıyor.
Emir komuta zinciri içinde babalar zurnanın son deliği…
Veya kapının mandalı…
Çağın konforuna ulaşmak için sistemin dişlileri arasında
çırpınıp duruyor…
Ama herkes mutlu, özellikle cipe bindiklerinde…
İstikamet Uzakdoğu mutfağı, hep beraber suşi yemeye gidiyorlar!

Evet, Amasya hatıratı bugünlük bu kadar.
Gönül ister ki sayfamızın destisine yarından itibaren
su dolduranlar çıkar da…
Biz de seve seve okuruz.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: