bir şair vardı, öğretmen

25 Temmuz 2023

YEŞİLIRMAK



Doğduğum evin bahçesinde kırmızı güller vardı.
Bir de duvarın dibinde gülbahar çiçeği.
Tam karşı köşede şimşir ağaçları…
Ortada havuz, bir metre yanında kiraz ağacı…
Gövdesini saran kabuklardan tezene yapardım.
Bağlamamım sesi gür çıksın diye.
Evet, çocukluk anıları asla unutulmuyor.
Aşk gibi, bir çift yeşil göz gibi insanın yüreğine işliyor.
Ve hayat akıp gidiyor, nehirler gibi.

Amasya da yerinde durmuyor.
Kocaman bir şehir oldu, nüfusu 200 bine ulaştı.
Belki eski hâlinden o da memnun değildi.
Üniversitesi yoktu, şimdi var.
Saltanat kayığı yoktu, şimdi var.
Kale karanlıktı, şimdi ışıl ışıl.
Kent içi otopark yoktu, şimdi var.
Hem de okul yıkma pahasına.
Orduevi dağın eteğindeydi, şimdi ırmak kenarında.
Üç dört yıldızlı otelleri yoktu, şimdi sürüsüne bereket.
Üstelik Hilton’una kavuşuyor, çok yakında vatandaşın hizmetinde.
Sarı başkanın giderayak hediyesi.
Tarihi parkımız elden gitti ama “itibardan asla
tasarruf olmaz.”
Asrın lideri de böyle diyordu!
McDonald’s, Starbucks yoktu, şimdi tıka basa.
Tramvayımız yoktu, şimdi lastik tekerleklisi var.
Teleferiğimiz yoktu, halkımız uçtu, artık semalarda.
Sanayi yoktu, şimdi mis kokulu maya fabrikalarımız var!
Daha ne olsun?
Özetle Amasya devrim yaşıyor devrim.
Medeniyet dediğimiz tek dişi kalmış canavar şehrimizi
sarıp sarmalıyor, girmediği köşe bucak kalmıyor.

Ve Yeşilırmak, gözümüzün nuru, gönlümüzün sultanı…
Binlerce yıldır yolculuğuna aheste aheste devam ediyor.
Rengi biraz bozulmuş, sularıyla oynaşan salkım söğütler
yok olmuş, kaytan bıyıklı ılganusun nesli tükenmiş…
Yine de şikâyet etmiyor.
Sadece özlüyor, geçmişi, taşan coşan kenti tehdit eden hâllerini.
Ama efelik devirleri çok gerilerde kaldı, adı gibi tarih oldu.
Geçenlerde kulağıma fısıldadı, kara donlu çocuklarla halvet
olduğu yılları anlattı.
Baktım gözleri yaşarıyor, belli ki içi acıyor.
Bilir misiniz, onun da kalbi var.
Bağları bahçeleri sular, meyvelerin en güzeli yetiştikçe mutlu olur.
Yine de gençlik yıllarını özler.
Bu kente can suyu olmuştur, hayat vermiştir.
Efsanedir, şairlerin ilham kaynağıdır.
Nice aşklara şahittir, kenarına çöken şarapçılarla yarenlik eder.
Yatağından yalnızca su akmaz, tecrübe vardır kıvrımlarında.
Ve binlerce yıllık tarihi birikim…
Aheste aheste ilerler…
Ta Karadeniz’le buluşuncaya kadar.
Artık denizdir, okyanustur…
Mutasyona uğramıştır, ama Amasya her zaman yüreğindedir.
Benim olduğu gibi.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: