bir şair vardı, öğretmen

27 Temmuz 2023

ACI GERÇEKLER



Torunum Nehir devlet okuluna gidiyor.
Göztepe’de, İlhami Örnekal İlköğretim Okulu.
Bu yıl dördüncü sınıfa geçti.
Sınıf öğretmeni Rasim Özçelik.
Mesleğinin zirvesinde, emekliliği yakın kıymetli bir hoca.
Ve tatil günlerinde aklı yine öğrencilerinde.
WhatsApp üzerinden de annesine mesaj göndermiş.
Diyor ki,

“Siz çalışkan öğrencilerimden bazılarının kitap okumadığı
günlerin sayısı çok arttı.
Hepsini not ediyorum.
Günlük en az 50 sayfadan fazla kitap okuyanlar,
okul açılınca ve ileriki yıllarda çok rahat edeceklerdir.
Ailelerin gayreti ve çocukları üzerindeki motivasyonları kitap okumalarında belirleyici olmaktadır.
Düzenli kitap okumalı iyi tatiller diliyorum.”

Ne güzel öneriler, çağdaş bir öğretmenden beklenen uyarılar.
“Çocuklar günde en az 50 sayfa kitap okumalılar” diyor.
Fakat karşılığı var mı?
İşte bütün mesele burada!
Maalesef torunlarımız başka bir dünya da yaşıyorlar.
Belki de aynı gezegende yaşamıyoruz.
Ya onlar Mars’tan geldiler ya da biz!
Hele “kitap” denilen hazine kadar kıymetli bilgi kaynağının,
zihin açıcı pusulanın günümüzde zerre kadar değeri yok.
Hâl böyle olunca kitap var, kitapçı var…
Ama müşterisini ara ki bulasın!

Geçen ay yolum İstanbul Kütüphanesi’ne düşmüştü.
Gülhane parkının üstünde, Arkeoloji müzesinin bahçesinde.
Raflarında  milyonlarca kitap var.
Üç memur çalışıyor, ayaküstü sohbet etme imkânı buldum.
Tek şikâyetleri gelen gidenin olmaması.
Tek tük ziyaretçiyle ömür tüketiyorlarmış!
Ne kadar acı, 16 milyonluk kentin en büyük kütüphanesi…
Maalesef yalnızları oynuyor.

Evet, çağımızın insanlığa en büyük hediyesi cep telefonu.
Bağımlılık ne kelime, âdeta tutsağı olduk.
Onunla yatıp onunla kalkıyoruz.
Çocuklardan söz etmiyorum, biz yetişkinlerin alışkanlıklarını paylaşıyorum.
E, “armut dibine düşer” derler…
Üç buçuk yaşındaki torunum bile şimdiden annesiyle pazarlık
yapıyor ki kahvaltı menüsünde telefon bulunsun diye!

Dolayısıyla kitap, gazete, dergi insanoğlunun yaşamından
çıkalı epeyce oldu.
Hatta sinema, tiyatro kültürü bile tedavülden kalktı.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Günümüzün popüler kanaat önderleri ulema takımı.
Baksanıza Menzil liderine, cenaze törenine 300 bin kişi katıldı.
Bir de Cüppeli ölse, ben diyeyim 1 milyon, siz deyin 2 milyon,
inanıyorum ki yer yerinden oynar ortalık ayağa kalkar.
Evet, geldiğimiz nokta maalesef bu.

Sevgili Rasim hocam da çocukları motive edip kitap okumaya
yönlendirin diyor.
Hem de günde 50 sayfa.
Oysa akıllı insana fazla lâf söylenmez, hele çocuklara…
Hepsi doğuştan ultra zeki oldukları için onlara hiç söylenmez.
Tabii bunlar benim açizane görüşlerim…
Katılan olur katılmayan olur…
Yine de hayatın acı gerçeklerini yazmak istedim…
Belki okunur diye.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: