bir şair vardı, öğretmen

23 Temmuz 2023

SUÇLU AYAĞA KALK!



Tatil yaptığım site konforlu.
Özellikle çocuklar için her türlü aktivite mevcut.
Futbol, basketbol, voleybol, tenis sahaları…
Olimpik sayılabilecek yüzme havuzu…
Ve deniz.
Daha ne olsun?
Lâkin hepsinin elinde asrın icadı cep telefonu var.
Müthiş bir şey, gruplar halinde telefonla eğleniyorlar!
Nadiren top oynuyorlar, bunaldıklarında havuza giriyorlar…
Geri kalan zaman diliminde ise telefonun sihirli dünyasında
gönül eğlendiriyorlar.
Bir haftadır buradayım, torunlarım da dahil hiçbir çocuğun
elinde kitap görmedim.
Demek ki çağın yeni hasletleri bu minvalde.

Bu arada küçük bir anımı sizlerle paylaşmak isterim.
Eşim genç yaşta ölmüş, iki çocukla baş başa kalmıştım.
Seksenli yıllar, evlat yetiştirmek zor iş, büyük ustalık ister.
Bu işi de en iyi anne yapar ama o da bizde yok.
Ne yapalım, başa gelen çekilir deyip çocuklara oyun için
yeni çıkan Comodore64 aldım.
Yalnız bir de ekran lâzım.
O tarihlerde fotoğrafçılık yapıyorum, Sirkeci piyasası ile
ilişkilerim üst düzeyde, övünmek gibi olmasın kredim sonsuz.
Çünkü mesleğimi iyi yapmaya çalışıyorum, tabii para da kazanıyorum…
Elbette çekimi senedimi de tıkır tıkır ödüyorum.
Neyse, sektör ağırlıklı olarak Yahudi vatandaşların elinde.
Konica distribütörü ile de dostluğum fevkaladenin fevkinde.
Patron bay Pepo (Uzeyel) yaşça benden epeyce büyük.
İş ortakları oğulları, iyi yetişmiş donanımlı gençler.
Alber Boğaziçi, Erol İTÜ mezunu.
Ama ithalat ihracat yapıyorlar.
Dördümüz şirket ofisinde öğle yemeğindeyiz…
Ortaya bir soru attım, dedim ki,
“çocuklarım için ekran alacağım, televizyon mu olsun monitör mü?”
Üçü birden “monitör” dedi ve gerekçesini açıkladılar:
“Televizyon aileyi parçalar, monitör ise oyuncağın uzantısıdır.”
Dolayısıyla onlarca okuduğum kitaptan öğrenemediğimi
karşımda duran Yahudi ailesi fertlerinden anında öğrenmiştim.

Ve başladım derin derin düşünmeye.
Evde ikinci bir televizyonun aileyi parçalayacağı hiç
aklıma gelmemişti.
O nedenledir ki bu yaşıma geldim, evime ikinci televizyonu
sokmadım.
Doğru mu yanlış mı yaptım, bilemem…
Ancak Yahudi toplumunun aile birliğini ne kadar önemsediğini
bu vesileyle öğrenmiş oldum.

En nihayetinde geldik günümüze.
Cep telefonu denilen şeytan icadı çocuklardan başlayarak
hayatı alt üst etti.
Çağımızda parçalanmayan aile var mıdır?
Veya yalnızlar dünyasının oluşturduğu birliktelikler.
Başta torunlarım olmak üzere kendi adıma derinden etkileniyor,
fevkalade üzülüyorum.
Merak duygusunu geliştirme, öğrenme hevesini destekleme
projelerim maalesef karşılık bulmuyor.
İşte o zaman Acar Baltaş’a hak veriyorum.
Hoca diyor ki, “ailelerin en büyük sorunu disiplin ve sorumluluk
duygusunu çocuklarına geçirememeleri.”
Demek ki yeni kuşakları fazla sulayarak ruhsal dünyalarını
çürüttük ve cep telefonunun sınırlarına mahkûm ettik.
Peki suç kimde?
Lütfen suçsuz olan ayağa kalksın!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: