bir şair vardı, öğretmen

26 Temmuz 2023

DÜŞÜNCELER, ÖNERİLER



Amasya’nın son kırk yılı talihsiz geçti.
Daha doğrusu 12 Eylül’den sonra karabulutlar
kentin üzerine kâbus gibi çöktü.
Öncelikle tarihsel dokusunu kurban ettiler.
Kimler mi?
Elbette halkın seçtiği vizyonsuz yerel yöneticiler.
Zaten bu toprakların ruhu olduğunu bir türlü anlayamadılar.
Müteahhitler ordusu ile birlikte güzelim şehrimize kıydılar.
Tabii işin rant boyutu da var, o da ayrı bir tartışma konusu.
Oysa 99 yılında Almanya’yı ziyaret etmiştim.
Özellikle Nürnberg kenti dikkatimi çekmişti.
Ortaçağ’dan kalma şirin bir yer.
Ve Amasya’ya çok benzetmiştim.
Tam ortasından nehir geçiyor, şehri ikiye bölüyor.
Nüfusu 500 bin civarında.
Endüstri gelişkin, ancak İkinci Dünya Savaşı sürecinde
yerle bir olmuş.
Ancak eski mimariyi yeniden inşa etmeyi başarmışlar.
Şimdi de gözü gibi koruyorlar.
Kent içi yollar parke taşlarıyla döşenmiş, yeşil alan derseniz,
olabildiğince cömert.
Çevresi ise ormanlarla kaplı, yürüme mesafesinde.
Yani piknik yapmak için arabaya doluşup kilometrelerce
uzağa taşınmıyorsunuz.

Dolayısıyla böylesi güzellikleri memleketimiz de fazlasıyla
hak ediyordu ama cahil, görgüsüz, ihtiraslı idarecilerin
kirli çıkar ilişkileri maalesef ortaya fevkalade dayanılmaz
manzaralar çıkartıyor.
Öyle ki yollar asfalt denilen çirkin malzemeyle kaplandı,
tarihi evler, konaklar yıkıldı, yerine apartmanlar dikildi.
Lütfen Çakallar’dan panoramik bir fotoğraf çekmeye
kalkışın, Yeşilırmak’ın gözükmediğine şahit olacaksınız.
Hele bağlar, bahçeler öylesine kolay harcandı ki,
meyve ağaçları, asmalar ağladı…
Kimse seslerine kulak vermedi.
Aslında yitirdiğimiz, gözlerimizin önünde kayıp giden
geçmişimizdi, çocukluğumuz gençliğimizdi.
Okulumuzdu, parkımızdı, atalarımızın mezarlarıydı.

Evet, bu saatten sonra oturup ağlamanın kimseye faydası yok.
Sekiz ay sonra, Mart ayında yerel seçimler var.
Tekrar sandığa gidip Belediye Başkanı ile Meclis Üyeleri’ni seçeceğiz.
Lütfen Amasya’yı partiler üstü düşünün.
Mesele o parti bu parti değil…
Eldeki insan malzemesini iyi değerlendirin.
Bir de bu topraklarda yetişmiş olmasına dikkat edin.
Örneğin Taşovalı Taşova’da, Merzifonlu Merzifon’da,
Hacıköylü Hacıköy’de siyaset yapsın.
Cennet şehrimize oy vererek davet etmeyin.
Yani her horoz kendi çöplüğünde ötsün.
Yoksa yeni kayıplardan sonra oturup bir kez daha ağlarsınız…
Ki asıl hedefimiz kalanı kurtarmak olmalı.
Diye düşünüyorum ve hariçten gazel okuyan biri olarak da
sık sık bu mevzuları yazıyorum…
Belki sesimi duyan, yazılarımı okuyan olur umuduyla.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: