bir şair vardı, öğretmen

12 Mayıs 2023

BİZİM DOSTLAR

 


Mayıs ayının ortasına geldik sayılır.
Şunun şurasında Haziran’a ne kaldı ki, sayılı günler.
Belki de baharın en güzel ayı.
Ne sıcak ne soğuk, tatlı bir meltem eşliğinde gezmek ne hoş
bir duygudur.
Bence tam zamanı, nereye gidilerse gidilsin mevsimin tadını
çıkartmak lâzım.
Örneğin, bir Amasya turu fena olmaz.
Kirazlar dalında, kayısılar olgunlaşmış, şeftaliler ye beni diyor.
Hele de Ziyere’nin bağları, bereketin sembolü…
Yeşilırmak vadisinin en verimli toprakları.
Havuz başının az ilerisine bir de baraj gölü yapılmış…
Tam da cennet mekân olmuş.
Gittim, gezdim, gördüm.
Ama çok eksiği var çok.
Başta gölün etrafı kel, oysa yemyeşil bir doku yakışırdı.
Bir de yürüyüş parkuru…
Bir de butik bir otel…
Al sana beş yıldızlı tatil beldesi.
İnanın sahillerin eski cazibesi kalmadı.
Yakın tarihimizin orta direği yaşlandı ve de yoksullaştı.
Yani Özal’ın hayâli suya düştü…
Şimdi bu nesil yeşilliklerle bezenmiş dağ, bayır arıyor.
Tabii ucuz olmak, can yakmamak koşuluyla.
Belki çoğunuz gidip görmüşsünüzdür…
İstanbul’un yakın köyleri başta Polenez olmak üzere
iç turizm sayesinde köşeyi döndüler.
Gidenlerin aradıkları temel özellikler:
1- Otantik yemek arzuluyorlar.
2- Ucuz ve temiz konaklama.
3- Çevre doğal olsun, kent yaşamını hatırlatmasın.
Kimsenin olimpik havuz peşinde koştuğu yok,
sadece doğanın kucağında güzel bir gün geçirmek istiyorlar.
Bence kentli vatandaşa bu tür hizmetleri sağlamak zor olmasa gerek,
öyle büyük projelere de gerek yok…
Tek ihtiyaç, vizyoner kişileri bulup ön ayak olmasını sağlamak.
Eeee, Amasya’da küçük bir yer değil hani…
Elbette idealist birileri çıkacaktır, yarınlara güzel izler bırakmak
için elini taşın altına sokacaktır.
Bak o zaman Ziyere’nin yeni yüzüne…
Bağlarında kasalanmış meyveleri halin yolunu tutmadan
özel araçların bagajlarındaki yerini alacaktır.
Hele Anadolu mutfağı organize bir şekilde hizmete sunulursa,
çöreğimiz, yağlımız, dolmalarımız, keşkeğimiz, tatlılarımız
görücüye çıkar.
Tabii yapılacak otel bünyesinde düşünülmek kaydıyla…
Çok değil, 50-60 yataklı konaklama yeri yalnız Amasya’nın
değil çevre illerinin de çekim merkezi hâline gelir.
Evet, bu tür hayâllerime lütfen olmayacak işler diye bakmayınız…
Bir de kötümser olmayın, yolunuz Polenez köye düşerse
bir-iki gün kalıp çevresini gezip dolaşın…
Ne demek istediğimi anlarsınız.
Adamlar yol kenarında tatsız tuzsuz dutları minik kaplarda
50-60 liraya satıyorlar…
Bu arada gezen tavuk yumurtası muhabbetine girmeyeceğim,
hakikaten b.ku çıkmış vaziyette, asabım bozuluyor.
Son olarak da gelen misafirlerin içkisine, giyimine kuşamına
karışmayacaksınız…
Nasıl ki Menderes, Demirel, Ecevit, Özal devirlerinde seküler
yaşam tarzına müdahale edilmedi…
İçen vatandaş da, beş vakit namaz kılan da bizimdir…
Bizim dostlar.
Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: