bir şair vardı, öğretmen

30 Mayıs 2023

UMUT DÜNYASI

 


Seçimin şoku geçti.
Ve geriye bolca dedikodusu kaldı.
Tabii nerden baktığınıza bağlı, herkese yetecek kadar
malzeme var.
Ayrıca hangi partiye oy vermiş olursanız olun, nihayetin de
ülkenin beş yılını belirledik.
Sonuçlarını da hep beraber göreceğiz. (İnşallah)
Fakat bir iki noktaya dikkatinizi çekmek isterim.
İlki değerli Erol Çevikçe, biliyorsunuz hemşerimiz olur,
benim de halamın oğludur; son yazısının başlığında diyor ki,
“Yine de iyimserim.”
Ve ilave ediyor:
“28 Mayıs 2023, bugün de sabah saat 08’de Amasya Mehmetpaşa Mahallesi
1157 numaralı sandıkta ilk oyu ben kullandım.
O sandıkta 1965’ten beri 2 kez kendime olmak üzere bu 7. oy kullanmam idi.
15 gün önce 14 Mayıs seçiminde sandıklar açılmadan önceki yazımda demiştim ki,
“Son seçimlerde iktidara oy kullandığını tahmin ettiklerimin yüzü gülmüyordu.
Bana karşı da adeta iktidara gelmekte olan CHP’nin eski milletvekili ve bakan
hemşerileri gözü ile mütebessim bakıyorlardı.”
Erol ağabeyim 1937 doğumlu, yani 86 yaşında.
Dalya demesine az kaldı…
Ve haftada bir gün (Pazartesi) düşüncelerini yazıya döküp
bir internet sitesinde (Bigazete) yayımlıyor.
Ve yazılarının çoğunda da iyimserliği elden bırakmıyor.
Hayran olmamak elde değil, o yaşta bu enerji tek kelimeyle olağanüstü.
Elbette arkasında yılların birikimi, devlet tecrübesi var.
Ayrıca siyaseti en tepe noktalarda yaşamış biri.
Fakat hiçbir yazısında kötümserliğe yer vermiyor, umudunu yitirmiyor.
Bu arada akil adam kimliğini de koruyarak genç politikacılara
yol gösterip önderlik ediyor.
Dikkate alıp dinleyen oluyor mu derseniz, orası meçhul…
Zaten neticeden de belli değil mi?
Oysa duayen ağabeyimizin önerilerine bir nebze olsun kulak verilseydi
böylesi hüsran yaşanmazdı.
Neyse, geldi geçti diyelim.
Yalnız sözünü ettiğim ikinci husus da kayınvalidem Samiye hanım.
O da 1940 doğumlu, 83 yaşında.
Manastırlı, başına gelen hastalıklar sonucu oksijen makinesine bağlı,
yürüme sıkıntısı çekiyor.
Tutturdu “bu kez ben de oy kullanacağım” diye.
Ayrıca M. Kemal’i yakın akrabası gibi hissediyor, ne de olsa
hemşerilik bağı var.
Tamam dedik, CHP’yi aradık…
Derdimizi anlatıp yardım istedik…
“Ne demek efendim, derhal” dediler…
Ve kapının önüne ambülansı çektiler.
Şeker gibi iki genç, kayınvalideyi tekerlekli sandalyeye koyup
seçim sandığının başına kadar götürdüler.
Ben de ön koltuktayım, yani hizmet dört dörtlük.
Uzun lafın kısası; oylarımızı kullandık.
Dönüşte kayınvalidem dindar biri olduğu için çöktü Kuran’ın başına…
Başladı hatim indirmeye…
Tek dileği “deli papuçlu”dan kurtulmak.
Ben demiyorum, O diyor.
Tabii bilindiği gibi duaları tutmadı, onca emek de boşa gitti.
Evet, bir seçim daha yaşadık.
Eğrisiyle doğrusuyla ortaya bir sonuç çıktı.
Ama “Söz konusu insansa gerisi teferruattır” anlayışı yine
mağlup oldu ve içim parçalandı.
O nedenle iyimserliğimi korumakla beraber umudumu yitirmemek için
86’lık ağabeyimin, 83’lük kayınvalidemin izinden gitmeye karar verdim…
Belki bu hayat gün gelir bizim de yüzümüze güler.
Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: