bir şair vardı, öğretmen

12 Mayıs 2023

UMUTLAR SÖNMESİN

 
Yarın dananın kuyruğu kopacak.
Vatandaş olarak beş yılda bir olsa da adam yerine konulmak
güzel bir duygu.
Zaten hükmümüz bir günlük, seçtiklerimiz Ankara’ya
toplandı mı gerisi hikâye.
Belki de ülkemizin kaderi, geleceği şekillendirecek politikacıların
bu topraklarda yetişmemesi.
Aslında kapatılan DPT (Devlet Plânlama Teşkilatı) önemli bir kurumdu.
60 darbesi sonrası yapılandırılmıştı, hazırladığı beşer yıllık plânlarla
Türkiye’nin vizyonunu öngörüyordu.
Ancak ilk golü Demirel’den yedi.
Muhterem vakti tarihinde “Bize plân değil, pilav lâzım” dedi.
Ve ülkenin kaderi o tarihten sonra siyasi liderlerin iradesine teslim edildi.
Tabii bizde, muhalif cenahta yenilmeyi öğrendi.
Bir kez değil, on kez değil…
Her seçimde yenildik.
Sonunda geldik mi 14 Mayıs’a, yine ittifaklar yine belirsizlikler…
Elbette sandığa gidip oyumuzu kullanacağız…
Lâkin 15 Mayıs sabahı nasıl bir güne merhaba diyeceğiz?
İşte bu konuda ciddi endişelerim var.
İktidar namert, muhalefet çok parçalı…
Bizde de her zamanki gibi bol kepçe umut, enginlere sığmayan iyimserlik.
Tek sığınağımız sanat ile tarihin kazandırdığı bilinç.

Fakat günlük siyaset hakikaten berbat bir şey, çıkmaz yol.
İnsanın perspektiflerini daraltıyor, ufkunu karartıyor.
Hele anlamsız polemikler, tahammülü zor vıdı vıdılar.
Yine de türbin seyircisi olmak güzel, orta oyunu gibi tuluat
tiyatrosu izliyoruz.
Karakterler oynadıkları rolün hakkını layıkıyla veriyorlar.
Başrolde Reis ve tayfası…
Karşı cephede bay Çelebi ve yol arkadaşları…
En uçta da altı buçuk yıldır mahpus damlarında çürümeye
terk ettiğimiz bir delikanlı…
Yeni örgütünün çatısı altında yeşillikler içinden sol rüzgârlar estiriyor.

Elbette bu düşüncelerim raf ömrü çoktan dolmuş olan
sağ-sol kamplaşmasının ürünü değil.
Sadece halkımızın yüzünün gülmesini istiyorum.
Açlık mücadelesi vermesin, ödeyeceği kirayı düşünmesin…
İnsanca yaşam standartlarına kavuşsun.
Bu arada satın alınamayacak araba, üzerinden geçilemeyen köprü,
yolcusu olmayan hava alanı istemiyorum.
Ne İHA’da ne SİHA’da ne de uçak gemisinde gözüm var.
Sadece barış sevdalısıyım…
Hem dünyalar güzeli hem de jeopolitik açıdan kritik coğrafyamızda
komşularımızla dostluk arzuluyorum.
Bir de tarımdan hayvancılığa kadar ülkemiz üretim cenneti olsun,
et fiyatları asgari ücretin %1’ni geçmesin ki…
Bebelerimiz karbonhidratın esiri olmasınlar.

Evet, yarın seçim var.
Lütfen bu yazımı politik olarak algılamayın.
Kime oy verirseniz verin, yeter ki güneşimiz kararmasın…
Ve umutlarımız sönmesin.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: