bir şair vardı, öğretmen

01 Mayıs 2023

YENİ YÜZYILA GİRERKEN


I Mayıs’ı geride bıraktık, artık önümüze 14 Mayıs’a bakalım.
Bizde bayram bitmez, millisi var dinisi var.
Bir de sandık bayramı olsun.
Zaten Batı toplumlarında seçim şenliktir, demokrasi şölenidir.
Ama bu topraklarda biraz sancılı geçer, hatta particilik uğruna
cinayetler bile işlenir.
Yani kan dökülür, olan da göçüp giden Niyazilere olur!
Neyse, yeter ki seçimlere gölge düşmesin, çünkü sandık güvenliği önemli.
Hele kaybedecekler için hayati mesele.
Ayrıca yirmi bir yılın getirdiği konfor ve rahatlık var…
Girilen tüm seçimler kazanılmış, nerden çıktı şimdi 14 Mayıs?
Vaziyet kötü, ittifaklar falan derken anketler ilk sinyali çaktı…
Çok büyük bir sürpriz olmazsa Cumhur gidici…
Ya sonra, sonrası Allah kerim, hele kazasız belasız ilk baraj atlatılsın…
Gerisi kolay, nasıl olsa sakin güç bay Kemal ortalığı toplar.
Bakarsınız parlamento çoğunluğu da sağlanır, yeni Reis’in eli güçlenir.
Asena Meral de başbakanlık turları atmaya başlar.

Fakat ülkenin geleceği pembe tablolara aday değil.
Tamtakır hazine, milyarca dolarlık iç ve dış borç….
Kemal bey istediği kadar bol keseden vaatlerde bulunsun, kapitalist Dünya
Türkiye’ye destek vermek için sıraya girmiş değil.
Hele de çağımızda, paranın tanrı olduğu bir devirde kimse kimseye bedava

öpücük bile vermez.
Yoksa yanılıyor muyum veya kötümser mi düşünüyorum?
Belki 21 yıllık saltanatın har vurup harman savurması dizginlenip

Beştepe Diyanet gibi mecralarda yapılacak tasarruflar vatandaşı umutlandırır,
moral değerlerini yükseltir.
Bu bile yarınlar için ara gazı olabilir…
Eğitim, sağlık, adalet gibi alanlarda gerçekleştirilecek radikal dönüşümler
ise topluma nefes aldırabilir…
Ama asıl mesele refah ülkesi yaratmaktır…
Özgürlükçü, eşitlikçi bir anlayışla sosyal devleti yeniden inşa etmek hiç de
kolay bir iş değildir.
Hele Kürt sorunmuz vardır ki, çöz çözebilirsen.
Yüzyıllık kronikleşmiş temel mesele.
Asla hamasetle, kardeşlik edebiyatıyla çözülemeyecek çapta.
Bir de esmek gürlemek tehdit dili, yangına benzin dökmektir.
Öncelikle koşulsuz barış ülküsü devreye girmelidir…
Hakim ulus edasıyla tepeden bakma alışkanlığından vazgeçilerek pekala

parlamento çatısı altında çözülebilir.
HDP veya yeni adı her neyse eli dostça sıkılmalı…
Nasıl ki yeri geldiğinde oylarına muhtaç olunuyor, aynı samimiyetle
görüşleri ve düşünceleri de dikkate alınmalıdır.
Suriye meselesinin çözümü için Sedat’a gösterilecek şefkat
Demirtaş’tan esirgenmemelidir.
Son olarak da hapishaneler düşünce suçlularından arındırmalıdır…
Ve Gezi mahkûmları başta olmak üzere özgürlük iklimine hızla geçiş yapılmalıdır…
Yoksa 14 Mayıs’ın sevinci, kıvancı halkın kursağında kalır ki…
Yazık olur ülkenin yeni yüzyılına.

Macit CÜNÜNOĞLU

  

Hiç yorum yok: