bir şair vardı, öğretmen

19 Mayıs 2023

S.O.S.



Monarşi ile Cumhuriyet arasındaki tek fark;
padişah veya kral birincisinde aile soyundan gelir,
ikincisinde seçimle.
Neticede her ikisinde de tek adamlık vardır.
Özellikle bizim gibi başkanlık sistemlerinde.
Parlamento bypass edilmiştir, Osmanlı’nın Meclis-i Mebusan’ı
kadar hükmü bile yoktur.
Vaziyet böyle olunca halk 600 milletvekilini meclise gönderir,
ama işe yaramadığını da bilir.
Çünkü devlet çarkının tüm yetkileri Saray’da toplanmıştır.
Bakanlar dahi sıradan devlet memuru konumundadır.
Âdeta emir komuta zinciri içinde hareket ederler.
Aynı şekilde yargı mekanizmalarının ipleri siyasi iktidarın elindedir.
Her ne kadar kağıt üzerinde “kuvvetler ayrılığı” prensibi yazsa da,
pratikte kör bildiğini okur.
Ve böyle bir düzende yaşamak kahredicidir.
Artık demokrasiden, özgürlüklerden, adaletten, hukuktan söz
etmenin lüzumu yoktur.
Hele eşitlik, insanca yaşama hakkı gibi talepler fanteziden öteye geçemez.

14 Mayıs seçim sonuçlarına baksanıza…
Üç parçalı bir Türkiye manzarası ile karşılaşırsınız.
Trakya-Ege-Akdeniz: CHP, İç Anadolu-Karadeniz: AKP,
Güneydoğu ile kısmen Doğu: YSP.
Tabii bu bölgelerde yaşam kalitesi belirleyici oluyor.
Ortalama geçim standartını yakalayan seçmen tercihini
CHP’den yana koyuyor, bu da toplumun dörtte birini teşkil ediyor.
Aynı şekilde dincilikten, milliyetçilikten beslenen kitle
AKP veya MHP’ye yöneliyor, bu da her iki kişiden biri anlamına geliyor.
Kürtlere gelince, adı ne olursa olsun partilerine sadık kalıyorlar.
Hemen hemen her sandıkta tulum çıkartıyorlar.

Fakat bütün bunlar bir yana, asıl tehlike ekonomideki gidişat.
Tamtakır hazineyle, milyarlarca dolarlık iç ve dış borçla
ülke felakete doğru sürükleniyor.
İstenildiği kadar asgari ücrette, emekli maaşlarında iyileştirme
yapılsın, yüksek enflasyon altında ezilmeye mahkumuz.
Saray da yaptığı köprülerle, hava alanlarıyla, TOGG’la,
İHA’larla, SİHA’larla övünüp dursun…
Sonuç değişmiyor, tek kelimeyle halkın ezici çoğunluğu AÇ.
Boş verin seçim sonuçlarını…
Bırakın “göbeğini kaşıyan adam”, “bidon kafalı” türünden
aşağılamaları, fevkalade çirkin oluyor…
Sırf bu sebepten onlarca yorum sildim…
Çünkü halka hakaret var, neymiş efendim: O’nun gibi düşünmüyormuş!
Allah’ını severseniz, var mı böyle bir dünya.
Olsa bile neye benzer, Kuzey Kore, Çin gerçeği ortada…
Adlarının önünde de “cumhuriyet” yazıyor…
Ama halk tek adam sultası altında eziliyor.
Benzetmek gibi olmasın ama geldiğimiz durumu hatırlatıyor.
Parlamento var, içi boş…
Mahkeme hakim savcı var, kukla tiyatrosu daha sahici…
Ama Saray egemenliği, on altı uçak, yüzlerce makam arabası gerçek…
Bir de canım halkımın et değil, ekmek kuyruğunda saatlerce beklemesi…
Evet, sözün bittiği yerdeyiz…
Deniz bitti, kara göründü…
Gemi su alıyor ve hızla batıyor…
Ben de buradan çağrı yapıyorum: S.O.S.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: