bir şair vardı, öğretmen

25 Mayıs 2023

HOŞ BİR SEDA



Sel gider kum kalır…
Seçim biter acı gerçeklerin hükmü sürer.
Nedir bunlar derseniz…
Hepimizin bildiği mevzular.
Öncelikle enflasyon, hayat pahalılığı, satın alma gücü
ve işsizlik.
Özetle yaşam kalitemizin sürekli düşmesi.
Sonra ülkenin sıralanacak bir yığın derdi var.
Suriyeliler meselesi, Kürt sorunu…
Hak hukuk adaleti yazmıyorum bile…
Çünkü çivisi çıkmış vaziyette.
Bilhassa AİHM kararlarını tanımayan bir zihniyetten
ne beklenebilir ki…
Ayrıca Cumhurbaşkanı şu veya bu nedenle 200 bine yakın
vatandaşımıza dava açmış…
Sanki anayasal görevini yerine getiriyor.
Eleştirene, kızana başlat soruşturmayı, mahkemelerde süründür…
Sonra da hoşgörüden, insanlıktan söz et.
Dolayısıyla ülkemizde yaşamak, yapılan haksız uygulamalara
tahammül etmek giderek zorlaşıyor.
Sizi bilmem ama kendi adıma gelecekten ciddi manada
endişelerim var.
Tek adam rejimi halkı yordu, en azından yüzde ellisini.
Parlamenter sistemi özler olduk.
Ya iyimserliğimiz, umutlarımız, mücadele azmimiz…
Yitip gitti dersem öfkelenen çok oluyor…
Devam ediyor dersem düşüncelerimi inkar etmiş olurum ki…
İş yine dönüp dolaşıp sandığa geliyor.
Tamam, 28 Mayıs’ta gidip oy vereceğim…
Ama neticeyi şimdiden görüyorum dersem…
Nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?

Elbette şiir okumak, şarkı söylemek güzel…
Hatta mahalle içi ajitasyon yapmak da keyifli.
Fakat kırk katır mı kırk satır mı durumlarını yaşamak sıkıntılı.
İnanın zihin bulanıklığı yaşamıyorum…
Ama oy vereceğim ittifakta o kadar çok ayrık otu var ki…
Diğer tarafta da cehennem zebanisi.
İşte bu haleti ruhiye içinde ciddi anlamda içimi karalar bağlıyor.
Ve tanrı Kibele’ye yakararak…
“Bu insanların çilesi nedir?” diye haykırıyorum.
Evet, yeryüzü cennetinde yaşıyoruz, doğanın nimetleri sınırsız.
Ben de biliyorum ki güneşin doğduğu topraklar.
Lakin narkozu damardan yemiş Tayyip sever yüzde elli yok mu…
Aynı kaderi paylaşmak ağırıma gidiyor.
Muhteremlere diyorum ki “Batı standardı.”
Cevapları hazır: “Şam’da Cuma namazı.”
Peki, “halkımız yoksulluk girdabında çırpınıyor.”
Koro halinde bir ses yükseliyor:
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”

Oysa şu anda Mahler dinliyorum, sırada Dadaloğlu…
Sonra Tatyos şarkıları, rembetikodan “Ödemiş’in kavakları”,  
sona da Ahmet Kaya’yı bırakıyorum…
“Kafama kurşun sıkar giderim…”
Evet hayat güzel dostlar, yaşamak bir ağaç gibi tek başına…
Seçimler gelip geçer.
Şarkılar kalır hayatta, gök kubbede hoş bir seda misali.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: