bir şair vardı, öğretmen

14 Kasım 2013

"Bi daha asla!"

Macit CÜNÜNOĞLU
14/11/2013 06:49

A+
A-

Sergi deyip geçmeyin, bazıları uçurur…
Bazıları da yürek dağlar; belge vardır, acı vardır, utanç vardır.
Dayanamazsınız, insan olduğunuza utanırsınız!

Geçen hafta böyle bir sergiyi gezdim…
Tophane’de, Lüleci Hendek Caddesi 12 numarada.
Eski Tütün deposu, Açık Radyo ile burun buruna.
Anadolu Kültür ve Açık Toplum Vakfı, DEPO yazıyor duvarında.

Serginin adı: Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür

Başlıktan da anlaşılacağı üzere belâlı işler, evrensel tartışmalar.
Üstelik bu topraklarda geçmişle yüzleşmek oldum olası sevilmez, bir de özür dilemek...
“İşiniz yok mu?” diyeceğim ama sergide gördüğüm sahneler insanı derinden sarsıyor.
Sekiz vaka ele alınmış, yakın plân çekim yapılıyor.
Fotoğraflar, yazılar, videolar…
Hak ihlâlleri, katliamlar, soykırım ve insanlık suçları…
Ve devletlerin nasıl yüzleştikleri, hangi süreçten geçtikleri, nasıl özür diledikleri ve
dilenen özrün anlamı üzerine düşünmeye, düşündürmeye çalışılıyor.

İzlediklerim bizlerin unutma kültürüne, adalet anlayışımıza uygun değil ama
yeryüzünde acı gerçekleriyle yüzleşip özür dileyenler de var.
Örneğin ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Avustralya, Şili, Sırbistan ve Bulgaristan…
Toplumları bölen çatışmalar sonrası kalıcı barış için neler yapıldı?
Hükümetler devlet adına nasıl özür diledi?
Toplumsal barış sürecinde hangi adımlar atıldı?
Yakın dünya tarihindeki toplumsal uzlaşma ve barış çabalarını yansıtan gerçekler,
Türkiye siyasî tarihindeki sorunlu konuların özgürce tartışılmasına da katkı sağlayacak türden.
Ulusların kendi geçmişleriyle yüzleşmelerinin evrensel ve güncel bir konu
olduğuna işaret eden bu serginin temelini oluşturan sekiz örnek de şöyle:

-Batı Almanya Başbakanı Willy Brandt‘ın Varşova Gettosu Anıtı önünde
diz çökerek soykırım için Yahudilerden özrü.

-Şili Devlet Başkanı Patricio Aylwin’in Pinochet dönemi insan hakları
ihlalleri(1973-1991) için Şili halkından özrü.

-Sömürgecilik dönemi (1830-1962) ve nihayetindeki Cezayir Savaşı’nda
Fransa’nın işlediği savaş suçları ve insan hakları ihlalleri için dilemesi gereken özür.

-ABD başkanlarının İkinci Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında tutulan
Japon Amerikalılardan özürleri.

-İngiltere Başbakanı David Cameron’ın 30 Ocak 1972’deki “Kanlı Pazar”
olayı için Kuzey İrlanda’dan özrü.

-Sırbistan Parlamentosu’nun Temmuz 1995’teki Srebrenitsa Katliamı için
Bosnalılardan özrü.

-Bulgaristan Parlamentosu’nun “Yeniden Doğuş Süreci” politikaları (1984-1990)
için Türklerden özrü.

-Avustralya Başbakanı Kevin Rudd’un “Çalınmış Kuşaklar” (1869-1969) için
Aborjinler ve Torres Boğazı Adaları halkından özrü.

Ayrıca sergi; resmî özürlerin, barış, demokrasi ve insan haklarına saygılı bir siyasal
kültür oluşmasına hizmet ettiği kadar, yaşananların bir daha asla yaşanmaması için
alınacak önlemlerin yolunu da açıyor.
15 Aralık’a kadar açık, gidin derim…
Sahipsiz bırakmayalım sergileri, ibret-i âlem için!

Önemli Not: Tansiyon hastası olan dostlarım yanına ilâç almayı unutmasın.
Gördüklerim karşısında manavdan aldığım iki limon sayesinde kıçımı zor kurtardım.
Bir de sevgili patronumun duaları, yukarda Allah var, her zaman söyler;
Bu ülke için ikiniz de tanrının lütfusunuz!”…
Bendeniz Gazetemen’in dikeniymişim…
Tayyip de Yeni Türkiye’nin mimarı…
Ne diyeyim, yüce tanrı böyle patronu herkese nasip etsin!
Bakarsınız bu gazla Sultanımıza Uluderelilerden özür diletir…
Ne de olsa arası iyi,  bizimki de dünya lideri…
Olur ya, yukardaki örneklerden feyz alıp vicdana gelir!
Yeter mi?
Yetmez ama evet, en azından başlangıç olur!
Az şey mi?

İkinci ve son Not: Yok öyle Dersim sömürüsü…
İşte sergi, işte belgeler…
Buyur sen de gel ve gereğini yap büyük USTA…
Tarih önünde hesap vermek istemiyorsan!..
Alooo orda mısın?
Yoksa beyzbol sopasının altında mı?

Hiç yorum yok: