bir şair vardı, öğretmen

26 Kasım 2013

Bastır Pensilvanyalı!

Macit CÜNÜNOĞLU
26/11/2013 05:54

 

 
 
Yıllar öncesiydi, Ali Kırca’nın “Siyaset Meydanı” popüler, ortalığı kasıp kavuruyor.
Aman tanrım, neydi o devirler?
Sabahın beşine kadar süren tartışmalar, kavgaya ramak kalan polemikler…
Hepimiz televizyon manyağı olmuştuk!
Neyse ki esti geçti o rüzgârlar, şimdi tüm kanallar siyaset meydanı!

Bir keresinde rahmetli İsmail Cem’i izlemiştim, yanılmıyorsam gündem eğitimdi…
Şöyle diyordu: “Verin bana İmam Hatipleri, on yılda Türkiye’yi sosyalist yapayım!”
İhtilâl veya darbeyle değil canım, elbette demokratik yöntemle, yani seçim yoluyla.
Becerebilir miydi bilmem, ama o zamanlar İmam Hatiplerin sayısı 565 civarındaydı.
Fakat bu söyleminde bir gerçeği vurguluyordu…
Eğitim önemli iş, toplumların yarınlarını belirleyen mekanizma.

Sevgili Cem görüşlerinde haklı çıktı…
Elbette ülkemiz sosyalist falan olmadı, ama bal gibi dinci kimliğe büründü.
Peki ana faktör neydi?
Gelinen durum salt siyasî konjonktürle veya iktidar adayı partilerin başarısı,
başarısızlığıyla açıklanabilir mi?
Hiç sanmam, çünkü alt yapısında İmam Hatip gerçeği var.

Dile kolay, son yarım yüzyıldır fabrikasyon öğrenci yetiştiriyor
Milyonlarca, üstelik genç dimağlara kutsal ideoloji enjekte ediyor.
Doğrudur yanlıştır, sonuç itibariyle dogmalarla donatılmış beyinler
son on bir yıldır ülkemizi yönetiyor.
Üstelik dertleri yalnızca maneviyat değil, kapitalizmle de bir güzel
harmanlanıp ortaya karışık türünden bir manzara sergileniyor!
Yeri geliyor muhafazakâr, yeri geliyor herkesten fazla liberal, bazen sosyalist…
Ne ararsanız mevcut, yeter ki dinci eğitim kesintiye uğramasın!
Ve yetişen kuşaklar dağılsınlar dört bir tarafa, en kıvrak olanları da sıçrasınlar iktidara!

Zaten ülkemiz Yağma Hasan’ın böreği…
Gelen giden voliyi vuruyor, dün TÜSİAD bugün İslâmcı sermaye!
Seçmen/kadro sıkıntısı da yok, tabandan geliyor badem bıyıklı mollalar!
Oh ne âlâ!

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere, dershanelere…
Uzunca bir süredir malı götürüyor Pensilvanyalı Hazretleri!
Eğitim sisteminde kontrol onda.
Dershane pazarında yaklaşık yüzde kırkı elinde tutan zat-ı muhterem
İmam Hatiplere gerekli takviyeyi çıkıyor, maksat memlekette çapulcu kalmasın!
Ne kadar ulvî hizmet değil mi?

Lâkin arada sırada haddini aşıp hünkârımızın işlerine burnunu sokuyor…
Hem içerde, hem dış politikada…
Ne de olsa Amerikalı, fabrika ayarları Oval Ofis’ten…
Pusulası tanrıya dönük ama ülke meselelerinden geri durmuyor!

Fakat Gülen hocanın son birkaç hamlesi hünkârımızı güldürmedi, kızdırdı…
Hatta çizmeyi aşan hareket olarak algılandı.
İnanın bu konuya tarafsız bir gözle bakıyorum; saygıdeğer Başbakanımız
sapına kadar haklı!
Çünkü hariçten gazel okuyan hazret kendini ülkenin efendisi sanıyor…
Halbuki ortada yüzde elli oy, boru mu?
Ayrıca bu oylar Çarşamba pazarından mı toplandı?
Olsa olsa etkisi yüzde bir, öyle diyor Bülent Arınç…
Ben inandım, ne de olsa söyleyenin özgül ağırlığını hissedenlerdenim!

Bir de Şanghay Beşlisi’ne katılmak için hünkârımız kuzeyde,
uzak Asya’da kırk takla atıyor…
Füze siparişi veriyor Çin’e, nükleer enerjiyi bağlıyor Putin’e…
Kıçını dönüyor ABD’ye, İsrail’e…
Velhasılıkelâm diplomatik işler, Hz. Davut imzalı organizasyonlar…
Senin üstüne vazife mi?
Hafız mısın, vaiz misin, her neyse…
Partal dondan çıkar gibi (kusura bakmayın, gerisini yazmaya terbiyem müsait değil)
zıplıyorsun ortalığa!

Kapatıyor işte dershaneleri…
Sıkıysa arkasında dur!
Kurunun yanında Arıkan’ın (arkadaşım) dershaneleri de yanacak ama…
N’aparsınız, emir büyük yerden ulu hakandan…
Oh olsun, uzunca bir süredir böylesi heyecanlı kavga izlememiştim…
Ne günlere kaldık aziz Tanrım?
Ömrü hayatımda ilk kez tarafsızım…
Üstelik kapışanlar yeminli M. Kemal düşmanı…
Bakalım hangi nokta da uzlaşacaklar!

Hiç yorum yok: