bir şair vardı, öğretmen

12 Kasım 2013

Şikayetim var!

Macit CÜNÜNOĞLU
12/11/2013 06:50

A+
A-
İster inanın, ister inanmayın…
Başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşacağım.
Geçtiğimiz hafta sonu, günlerden Pazar.
Geleneksel Beyoğlu turunu atıp Beşiktaş’tan Kadıköy’e dönüyoruz.
Yanımda hanım, vapurdayız.
Hani Sultanımızın Dolmabahçe’den dikizlediği koordinatlar!
Yanı başımızda cıvıl cıvıl genç bir çift…
Belli ki sevgililer, yalnız kızımız türbanlı…
Biraz da işveli, ha bire sıkıştırıyor delikanlıyı…
Makas alıyor yanaklardan, öpücükler konduruyor dudaktan.

Elbette doğal, türbanlı olduysa Hazreti Meryem olacak hâli yok ya…
Fakat hanım sürekli dürterek beni sıkıştırıyor…
“Çaktırmadan fotoğraflarını çeksene!”
Elleşme çocuklara, yaptıkları ne kadar insanî, ayrıca ne kadar ayıp
desem de fayda etmiyor…
İnat işte, bastırdıkça bastırıyor.
Peki, çektim diyelim, n’olacak?
Büyük bir hinlikle “Feys’e koyarsın!”

Bakar mısınız rezilliğe?
Masumane bir öpücük sanal âlemin malzemesi olacak.
Neymiş efendim, Sultanımız özel hayatlara karışıyormuş!
Eee?
Çektiğimiz fotoğrafla AKP’yi ofsayta düşürüp bel altından vuracakmışız?
Tâkdir edersiniz ki sinirlendim, tayyy…yipleşme diyerek manzarayı seyre koyuldum.

Aslında bizim Köroğlu da Müslüman, orucunda niyazında…
Hatta Perşembe akşamları çekilir odaya, başında tülbent…
Ölmüşlerinin ruhuna Kur’an okur.
Evde özgürlük var, ben de iki kadeh eşliğinde müzik dinlerim…
Pikabımda 45’lik, rahmetli babamın en sevdiği eser…
Zeki Müren seslendirir, hüzzâmdır, damardır:
“Beklerim her gün bu sahillerde mahzun böyle ben
Gün batar kuşlar döner dönmez bu yoldan beklenen
En nihâyet anladım yokmuş gören hatta bilen
Gün batar kuşlar döner; dönmez bu yolda beklenen.”


İşte böyle, dırdırla, gırgırla geçinip gidiyoruz…
O cennet yolunda, bu fakir aşk meşk peşinde…
Ben de merak ediyorum, bakalım sonumuz nereye varacak?

Bu arada -madem aile içi meselelere daldık- torunumdan da söz edeyim…
Canım benim, sabi sübyan…
Ancak Sultan Amcasını ne zaman televizyonda görse korkuyor…
Öfkesinden, şiddetinden, söyleminden!
Olacak iş değil ama maalesef gerçek.
Bahçeli Emmisinin kükremesinden de etkileniyor ama fazla ciddiye almıyor…
En çok Kemal Dedesini seviyor; mülayim, çıtır çerez!

Fakat anası da bu korkuyu besliyor…
Torunumun azgınlığında “Sultan Amcan geliyor” diyerek tehdit ediyor!
Ben de yaşlandım artık, lâfım sözüm dinlenmiyor…
Tutturmuş bir özel hayat; laiklik özgürlük demokrasi falan filân…
Hay senin geçmişinden geleceğinden cumhuriyetinden diye başlayacağım ama…
Ana kız dinci otoriter düzenin ısınma turlarını atıyor!

Not: Yarından itibaren RTÜK’e resmen başvuracağım…
Bundan böyle biricik torunumun rüyalarına giren Sultan Amcası
ekranlara çıktığında “Korku, Şiddet, Olumsuz örnek oluşturacak davranışlar”
sembollerine yer verilmesini; bir vatandaş, bir dede olarak talep edeceğim.
En derin saygılarımla.

Hiç yorum yok: