bir şair vardı, öğretmen

18 Kasım 2013

"Kristal Gece"

Macit CÜNÜNOĞLU
18/11/2013 06:39

 

 
 
“9 Kasım” günü eski dostum Refael’le birlikteydim…
Dostlar sofrasında, koyu bir sohbet ortamında.
Lâf lâfı açtı, lâf geldi günün anlam ve önemine çattı.
Refael Avidor Yüksek Mimar, Teknik Üniversiteli, Yahudi ve
Türkiye sosyalist hareketinin öncü kadrosundan, 68’li.
12 Mart sürecinde Mahirlerle birlikte epeyce hapis yatmışlığı var.
Ancak orda da boş durmamış, ne de olsa halis Yahudi…
Çok dilli bir entelektüel, başlamış çeviri yapmaya…
Fransız klasik edebiyatından…
Yazarımız Nobel ödüllü (1921) Anatole France…
Eserin adı: “Bay Beceret Paris’te”, Pencere Yayınları’ndan…
Raşit Arık imzasıyla çevrilmiş, çeviren kadim dostum Refael.

Aslında konuşmayı fazla sevmeyen arkadaşım başlıkta yer alan mevzuya girdi;
“Biliyor musun, tarihte bugün ne oldu?"
Nerden bileyim, ben canlı Vikipedi miyim?
Ve devam etti, -ona da dostu hatırlatmış- “bugün 9 Kasım, Kristal Gece”…
Böyle bir gecenin adını ilk kez duyuyordum, dostum kısaca özetledi…
O kadar tarih merakıma rağmen aktardığı bilgilere bihaber olmaktan utandım!
En kısa sürede buluşmak umuduyla arkadaşımla sarılıp ayrıldık.

Geldim eve, ilk işim üç ciltlik Nazi İmparatorluğu’na dalmak oldu…
Birkaç kaynak kitabın desteğiyle birlikte Kristal Gece’yi keşfe çıktım.
Keşfettikçe 28 Ekim 1938’e ulaştım.
İnsanlık düşmanı Hitler’in azgınlığının zirve yaptığı yıllar…
Kafasına koymuş bir kere, Yahudilerin kökünü kazıyacak yeryüzünden!
İlk iş olarak 17 bin Polonyalı Yahudi’yi Almanya’dan sürüyor…
Nereye?
Polonya’ya, fakat Polonya hükümeti alçak, işbirlikçi…
Kabul etmiyor, kesinlikle ret!
Sınırda, Zbaszyn kasabası yakınlarındaki sahipsiz bölgede 17 bin can ölüme terkediliyor.
Ne kadar feci?

Sürgündekilerin arasında anne babası bulunan bir genç Paris’te…
Tarih 7 Kasım 1938, elde silâh basıyor Alman elçiliğini, bir diplomatı yere seriyor.
İşte sonun başlangıcı, saatler hızla akıyor 9 Kasım’a…
O ünlü geceye, Kristal Gece’ye!
Naziler tezgâhı kurmuş, artık pogrom devrede.
Organize bir şekilde ayaklandı Almanya…
Onlarca Yahudi katledildi…
30 bini “Yahudi oldukları suçundan” tutuklanıp kamplara gönderildi.
250’nin üzerinde Sinegog yakılıp yıkıldı, 7 binden fazla Yahudi işletmesi yağmalandı…
Mezarlıklar, evler, okullar hastaneler…
Yahudilere ait ne varsa ve mağazalar…
Kırılan camları sokakları, caddeleri kapladı…
İşte o gün bu gündür insanlık 9 Kasım’da başlayıp dört gün süren faciayı
Kristal Gece olarak andı…
Acıyla, lânetle!

Son söz olarak gelelim mi bizim diyarlara…
Trakya olaylarına, Varlık Kanunu’na, 6-7 Eylül’e ve onlarcasına?
En iyisi mi böylesi netameli mevzulara girmeyelim…
Dost var düşman var…
Hepsinden önemlisi Ankara’da Sultan var!
Kaptı mı lâfı -yakında da seçim var- bir sündürür bir sündürür ki sormayın gitsin!
Zaten kendimi son zamanlarda Alman Yahudi’si gibi hissetmeye başladım…
Baskıya, zulme, soykırıma uğrayan…
Neyse ki memleketimizde “İleri demokrasi” var(!) 

Hiç yorum yok: