bir şair vardı, öğretmen

21 Kasım 2013

Soytarılar!

Macit CÜNÜNOĞLU
21/11/2013 06:03

 

 
 
Büyüklerimizin söylemidir; “hariçten gazel okumak kolay!”…
99 yılıydı, Berlin’deyim…
Duvarlar yıkılalı on yıl olmuş…
Bizimkiler dağlara taşlara yazmışlar: “Faşist T.C.”
Enteresan!
Başbakan Ecevit, ortakları ANAP ile MHP…
Yine de döşenmişler; “Kahrolsun Türkiye”

Tam da o zamanlar Müjdat Gezen’le tanıştım…
Büyük usta Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı’nı sahneliyor…
Yönetmen rahmetli Savaş Dinçel.
Kadro müthiş…
Başta 1908 doğumlu Necdet Mahfi Ayral, Lale Oraloğlu, Öztürk Serengil,
İlhan Daner, Erdoğan Tuncel, İtri Koşar…
Ve daha kimler?
Televizyon dizilerinden tanıdığımız Günay Karacaoğlu, Şevket Çoruh,
Caner Güler, Kıvanç Tiner, Şeyla Halis, Abdullah Kaya, Serdar Orçin…
Ya müzikler?
Bir efsane, saygıyla andığımız Melih Kibar.
Bendeniz de oyunun tanıtım fotoğraflarını, slaytlarını çekiyorum.

İşte o süreçte sanatçılarla yakınlaşıp sohbet imkânı buldum…
Hepsi birer tiyatrocu, sahnelerin tozunu yutmuş gerçek emekçiler.
Anlatıyor Necdet Bey; İkinci Meşrutiyet’in faziletlerini, Sultan Mehmet Reşad’ı,
İttihat Terakki’yi, Vahdettin’i ve Mustafa Kemal’i…
Sanırsınız canlı tarih!
Altı tane fincan için nasıl hapis yattığından söz ediyor Oraloğlu, gülümseyerek…
Elinde Cumhuriyet gazetesi, halis Atatürkçü “Mahmut Hoca” rolündeki Erdoğan Bey
28 Şubat’ın on bin yıl sürmesinden yana, hâlâ heyecanlı, hop oturup hop kalkıyor!
Yönetmenimiz Savaş Dinçel ise; bir elinde sigara, bir elinde viski bardağı oyunu
yönetiyor büyük bir ciddiyetle…
Sesleniyor Hababam Sınıfı’na; “nüanslar önemli, repliklere dikkat!”

Başarıyla sergilendi eser, Rıfat Ilgaz’ın mesajına uygun, lâyıkıyla…
Binlerce seyirciyle buluştu.
Hele o son sahne var ki, yıllar geçse unutmam…
Hep birlikte selâm gönderiliyorlardı finalde; M.Kemal’e, aydınlığa,
yarınlara umutla…
Sene: Bin dokuz yüz doksan dokuz.

Bütün bunlar aklıma nerden geldi?
Şivan Perwer’den, Nejat Uygur’dan.
İlki hariçten gazel okuyan, Roboski’yi inkâr eden ihraç malı sömürgen…
İkincisi, daha dün toprağa verdiğimiz Tayyipsever…
Ben oldu bitti her ikisini de sevmedim…
Hele ikincisinin şovmen çocuklarını da hiç sevmedim!
Bunlar nasıl sanatçı yahu?
Bağışlayın ama bu muhteremlerin sanatçılığı gerçek sanatçılara alenen hakarettir!

Ancak kime ne anlatacaksınız?
Kalkıp birileri Perwer’i Ahmet Kaya’yla yarıştırıyor…
Birileri de Uygur’u yerli malı Charlie Chaplin yapıyor!
El insaf!
Kaya’da, Şarlo’da faşizme, haksızlığa, adaletsizliğe, ırkçılığa
karşı direnişin kahramanlarıdır…
Ya Şivan ile Nejat…
Olsa olsa Sultan’ın soytarısıdırlar…
Ve tarih boyunca da öyle anılacaklardır…
Lütfedip anan olursa!

Yine de Nejat Uygur’a rahmet dilerim, benim öfkem,
kızgınlığım ölümlü dünyada…
Uhrevî hayatla işim olmaz, çoktan kapattım parantezi!

Hiç yorum yok: