bir şair vardı, öğretmen

30 Kasım 2011

"Komşi!"



Tek çözüm Bülent Abi!
Yunanistan darbe söylentileriyle çalkalanıyor.
Onca acı tecrübeden sonra askerlerin yönetime el koymak için tekrar iştahlanması…
Olacak iş değil ama demek ki “olmaz olmaz” ekonomik kriz demokrasi tanımaz!

Halbuki çok uzakta değil, Albaylar cuntası ülkeyi yedi yıl inim inim inletmişti.
Aman tanrım, 1967-1974 aralığında Yunan halkının çektikleri neydi?
Sağın babası Karamanlis ülkeden tüymüş, peşinden solun lideri Papandreu.
Neyse ki imdatlarına Kıbrıs müdahalesi yetişti, Karaoğlan Ecevit
tam zamanında devreye girip faşizme son verdi.

Düşünüyorum da komşuyla benzeşen ne çok yönümüz var.
Bırakalım tarihsel geçmişi mübadeleyi, 6-7 Eylül olaylarını…
Her şeyden önemlisi iki ülkede 1952 yılında NATO’ya katıldılar.

Belki de sonun başlangıcı, geri kalmışlığın milâdı!
Soğuk Savaş devirlerinin uzak karakolları, düşman belli, Sovyetler duruyordu yanı başımızda!
Bastır parayı al silahı, “güçlü ordu yoksul halk”, askerî vesayetin tavan yaptığı yıllar.
Peş peşe yaşanıyor darbeler, sırasıyla otomatiğe bağlamış ortak dostumuz Amerika.

Açılış galası elbette güneşin doğduğu topraklar…
Sahneye kondu 27 Mayıs, “Ordu-Millet el ele” nidaları eşliğinde!
Gecikmedi Yunan, aynen bizimkilerin tekrarı; Albaylar 67’de başrolde, iktidarda!
Lâkin biz sevmiştik askerî darbeyi, tadı damağımızda kalmıştı…
Rövanşist duygularla olsa da 12 Mart’la paşalar yeniden hayatımıza el koydu!

Gerisi malûm, meşhur 12 Eylül’ün antrenmanları çoktan başlamıştı sahada.
Nihayetinde geldi çattı kara gün, Oval Ofis’in “bizim çocuklar”ı
verilen program çerçevesinde dibine kadar çaktılar demokrasi güçlerine!
Bilâhare hızını alamayan 28 Şubatçılar bin yıl sürecek(!) hükümranlığını
ilân ettiler ama RTE iktidarına kırmızı halı döşediklerinin farkında bile değildiler.

Gördünüz mü, komşuda yaygınlaşan ufak bir söylenti bizi nerelere sevk etti.
Hani haksızda sayılmayız, oldu bitti sevmeyiz diktayı…
En berbat demokrasi bile on basar vesayetin her türlüsüne…
Ergenekonla, balyozla, eldivenle, sarıkızla işimiz olmaz…
Yalnız sarıkız denilince –itiraf edelim- aklımıza kuzeyli güzellerden başkası gelmez!

Şaka bir yana; “N’olacak bu komşunun hâli?”…
Bir taraftan ekonomik krizle cebelleş, diğer taraftan darbe heveslileriyle baş et!
Allahtan reva mı çektikleri, yoksa bizim Ergenekoncular Atina’da mı?

Halbuki örnek alsalar ülkemizi, görseler halkımızın eşsiz mutluluğunu huzurunu!
İç politika muhteşem, kimsenin umurunda değil elektriğe, suya, gaza, telefona yapılan zam!
İşi gücü bıraktık keyfe keder eski defterleri karıştırıp tarihimizle yüzleşmeye başladık…
İlk sıraya Dersim’i koyduk, belki sıra Konstantinapolis’e de gelecek!

Dış politika harikâ çocuk Davut ustamızın ellerinde…
Sıfır ne kelime, sıfırdan da öte, dört bir tarafla ilişkilerimiz ballı börek!
Dünya gıptayla bakıyor memleketimize…
TIME’a kapak olmuş medarı iftiharımız RTE!

Daha ne diyelim bilmem ki?
Yüzyıllardır iki yakayı paylaştığımız komşi;
Rembetikoyu duyunca gönül tellerimiz titremedi mi?
Mastikayla uzoyu rakı kadehiyle buluşturmadık mı?
“Telli telli turna”yla coşup eğlenmedik mi?

Takma kafana boş ver, bugünlerde gelip geçer…
Eskisi gibi gül eğlen, sirtaki oyna tavernalarında…
Ayrıca ne işin vardı AB’de de?
Kıçı kınalı mum mu gönderdiler, alelacele gittin oturdun kucaklarına!

Bak, bizim telaşımız var mı?
Hicaz makamından nağmelerle birlikte aheste çekeriz kürekleri boğaziçinde…
Etrafımızda kırk takla atsalar da misak-ı millîye sıkı sıkı bağlıyız…
Az yeriz hiç yemeyiz, lâkin dünyalar tatlısı hünkârımızın izindeyiz.

Son olarak size bir tavsiye; ihtiyaç duyarsanız bizimki türden lidere…
Aslını vermeyiz –Tanrı eksik etmesin başımızdan o bize lâzım- ama yardımcısı
Bülent Abi’nin transferine iadeli taahhütlü olmak koşuluyla seve seve izin veririz.

Anında çeki düzen verir ülkenize, önünde ne kozmikçi durur ne militaristler…
Acılı, gözyaşlı arabeski sevse de buzikiden de anlar cazdan da…
Merak etmeyin, bonus olarak mesir macunu da göndeririz yaşlı halkınıza.

Her neyse, lâfı uzatmadan hepinizi selâmlarım kalbî muhabbetle…
Bu arada fazla azıp bozmayın kafamızı, Kıbrıs'a gireriz anında…
Zaten şimdiden başladık ufaktan ufaktan ısınma turlarıyla sondaj çalışmalarına…
Karar artık sizin, gerisini düşünün.
11 milyon 148 bin 533 nüfusunuzun –darbe niyetliler hariç- tek tek gözlerinden öperim!
Kalın sağlıcakla, Noel yaklaşıyor, Hz.İsa’nın aziz ruhuna emanet olun.

Âmen!

.

Hiç yorum yok: