bir şair vardı, öğretmen

23 Haziran 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
23/06/2014 07:48

      İçim acıyor içim!

A+
A-

Kurtuluş Savaşı’nın çıkış noktası, tarihsel belgesi 22 Haziran 1919’da
deklere edilen Amasya Genelgesi’dir.
Altı yüz yıllık imparatorluğa isyan edilmiş ve Batı’nın emperyal güçlerine
karşı mücadele kararı alınmıştır.
Gerisi teferruattır; yok efendim Bandırma Vapuru fırtınaya yakalanıp batma
tehlikesi geçirdi, buna rağmen M. Kemal Samsun’a çıktı, oradan Havza’ya vs.
Amasyalıyım. M. Kemal 12 Haziran günü şehre gelmiştir.
Hatta soyadını taşımaktan gururlandığım ailem karşılama heyetinde yer almış
ve önder ile arkadaşlarına maddi, manevi ikram izzette bulunmuşlardır.

Fakat gel gör ki 12 Haziran âdeta kutsanıp kent için milat kabul edilmiştir.
Yıldönümlerinde festivaller düzenlenir, günün anlam ve önemine binaen
“12 Haziran” isim olarak bir yığın alanda kullanılır.
Zaten oldum olası işin özünü kaçırıp şematizmi, tantanayı seven bir milletiz…
Olayların anısına bayrak taşırız Samsun’dan Ankara’ya…
Gençler koşar, güzergâhtaki yerleşim yerleri ayağa kalkar…
Devir teslim törenlerinde görev almış bir fert olarak gözlemim, tabii şimdi…
Bu içi boş şovun hiçbir manası yoktur, ayrıca İmam Hatip fırtınası nedeniyle
günümüzde koşturacak genç bulmak epeyce zordur…
Bağımsızlığın değerini içselleştirmiş, ulusal onurun farkına varan gençlik…
Hani nerde?

“22 Haziran” bana her zaman “4 Temmuz”u çağrıştırır;
“Amerika Bağımsızlık Bildirgesi”ni.
Büyük Britanya Krallığı’na kafa tutan on üç koloni 2 Temmuz günü bağımsızlığını
ilân eder ve kongreleri bu tarihi kararı 4 Temmuz 1776 tarihinde onaylar.
Bildirge öz itibariyle şu gerçekliği vurgular:
“Bütün insanlar eşit yaratılmıştır. Yaratıcıları tarafından onlara hayat,
özgürlük ve mutluluk arama hakkı verilmiştir ve bu haklar geri alınamaz.”


Bu belgede ifadeye kavuşan yönetim ilkeleri için de, Amerika başkanlarından
Thomas Jefferson şöyle demiştir:

Bu hakları korumak için insanlar arasında meşru, iktidar hak ve yetkilerini
yönetilenin rızasından alan hükümetler kurulmuştur.
Herhangi bir hükümet şekli, bu amaçları tahrip eder bir nitelik kazanırsa,
onu değiştirmek veya kaldırmak ve temelleri kendi güvenlik ve refahlarını sağlamaya
en uygun görünecek ilkeler üzerine dayanan, güç ve yetkiyi aynı amaçla örgütleyen
yeni bir hükümet kurmak o halkın hakkıdır.”


Görüyorsunuz, özgürlükler şampiyonu ABD meseleyi yaklaşık iki yüz elli yıl önce çözmüş…
1789 Fransız İhtilali’nden, 1848 Sanayi Devrim’inden önce…
Ve bir de film patlatmış, adı: “4 Temmuz”, fonda kanlı Vietnam, başrolde yakışıklı
Tom Cruise, insanlık âleminin beynine nakşetmiş 4 Temmuz’u…
Neredeyse tüm dünya kutlayacak!

Daha dün idrak ettik 22 Haziran’ı…
Ne siyasetin dilinde, ne basının…
Hele hele de CHP, neyse açmayayım Pandora’nın kutusunu…
İçinden umut da çıkmaz, karamsarlık kaos belirsizlik, daha ne olsun?
Aslında bu ülkenin rahmine düşen cenindir Amasya Genelgesi, tarih 22 Haziran 1919
Gerisi hikâye…
Yüreğimde tek bir bayram var…
Kurtuluşu, özgürlüğü, yurttaşlığı müjdeleyen…
O tarihte güneş parlamıştır Anadolu’da, Amasya’da…
Güneşin doğduğu topraklarda…
Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunan İzmir’de, Ege’de…
Ne yazar…
Asıl kavga, direniş başlamıştır 22 Haziran’da, Amasya’da…
Bekle saltanat, bekle düşman; geliyor halk, önde M. Kemal…
Bugün ne gençlik ne halkımız farkında…
Yaşasın RTE, yaşasın AKP, yaşasın Cemaat…
Başlarım lan böyle tarihe, böyle gerçeklere…
İçim acıyor içim, sızlıyor yüreğim!

Hiç yorum yok: