bir şair vardı, öğretmen

22 Haziran 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
22/06/2014 08:25

          Utan insanlık utan!

A+
A-

Nihayet adam gibi bir futbol izledim. Heyecan dorukta, seyir zevki yüksek…
Üstelik ilk kez taraftar olmayı becerdim, dün akşamki Almanya-Gana millî maçında
Ganalıydım, Afrikalıydım, karardı derim, hop oturup hop kalktım…
Bizimkiler bastırıp gol attıkça coştum; ıslıklar çaldım, sloganlar attım…
Gol yiyince başım öne düşüp hüzünle sessizliğe gömüldüm.
Ancak dün gece futbol dolu bir gece yaşadım…
Bir önceki maçta da komşudaydım, İranlıydım…
1-0 yenildik Arjantin’e, uzatmada gol attı Messi, yıkıldım, hâlbuki galibiyet
İranlıların hakkıydı, cilalı rakipleri karşısında iyi futbol oynamışlardı.

Evet, Gana çağın oyununu bir başka yorumluyor…
Top teknikleri olağanüstü, kıvraklar, hızlılar, takım dayanışmaları üst düzeyde…
Bir avuç seyircileri eşliğinde umutları, inançları sahanın her alanına yansıyor…
Karşılarında dünya devi Almanya, şampiyonanın favorisi…
Her bir futbolcusunu sporseverler ayakkabı numarasına kadar tanıyor…
Müller, Laam, Kloze, Götze sanki bizden biri…
Üç milyon vatandaşımız yaşadığı içindir mi neden, Almanya halkımız için
gerçekten ikinci vatan, bir sevgi bir sempati sormayın gitsin!

Gana yoksul, haritada yerini göstermekte zorlanacağımız bir ülke…
Yirmi beş milyon nüfuslu, Atlas Okyanusu kıyısında, Orta Afrikalı…
Başta altın elmas, maden yönünden zengin…
Lâkin sömürge, Avrupalılar yüzyıllardır çökmüş tepesine…
34 milyar dolar GSMH, bin küsur dolar ulusal gelir…
En son Büyük Britanya’ya kalmış ihale, ta 1957’e kadar…
İngiliz asilzadelerin arpalığı olmuş, diğer Afrika ülkeleri gibi!

Ulusal marşları “Tanrım Gana’yı koru” diye başlıyor…
Tanrı duyar mı bilmem, “futbol” denilen mucizenin hayatlarında olduğu kesin…
Kara kıtanın favorisi, çoğunlukla şampiyon…
Âdeta futbolcu üretim merkezi, dünyanın dört bir tarafına futbolcu gençler
ihraç ediyorlar, döviz kaynağı, turizm elçisi, tanıtımın yıldızları…
Hepsi müthiş yetenek, DNA’larına kodlanmış acı, kölelik, sefalet, …
Beyaz insanın üstünlüğüne dayalı mutlak efendilik…
Kara talih, Afrika’dan başlıyor mu insanlığın insanlık dışı dramı?

Özlemişim, gerçekten taraftar olmayı özlemişim…
Dün gece yalnız futbol izlemedim, göç etmişti yüreğim, seyahate çıkmıştı…
Atlas Okyanusu sahillerindeydim, artık Ganalıydım…
İlgilenmiyordum altınla elmasla…
Gayet iyi biliyordum ki onlar sömürgecilerin tekelinde, kanlı ellerinde…
Sadece insanî duygular sarmıştı benliğimi, top yekûn Afrikalıydım…
Haykırıyordum içten içten, “utan insanlık utan”
Sen bıraktın bu kıtayı aç susuz sefil…
Tüm değerlerine aşağılık arzuların uğruna yüzyıllarca el koydun…
Utan utan utan…
Ancak utanmazsın, çünkü sen vahşisin, çünkü sen bu dünyanın sahibisin…
Asya, Afrika sana çalışır, hizmetkârındır…
Tanrı böyle buyurmuş, sen üstün yaratıksın, efendisin, kan emici adi sömürgensin.

Yine de maç güzeldi, Almanya, Gana 2-2 berabere kaldı…
Dostça ayrıldılar sahadan, çünkü iki kardeş vardı arenada…
Çağlar öncesinin gladyatörleriydiler Boatengler
Afrikalı, siyah derili…
Biri Gana, diğeri Alman millî takımındaydı…
Rakiptiler, ne tuhaf?
Birbirlerini yenmek için mücadele ettiler, maç sonrası sarıldılar…
Tek yürek, tek vücut oldular…
Keşke insanlık bu manzarayı fark edebilseydi…
Formalar yalan, ayrılıklar tuzak…
Önemli olan iyi, doğru, güzel, adil, vicdanlı insan olmak!

Hiç yorum yok: