bir şair vardı, öğretmen

02 Haziran 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
02/06/2014 07:00
  

Nafile mesajlar!

A+
A-
Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ya…
Kemal Abi turlayıp duruyor, bakalım nereye kadar.
Ağzı lâfta yapıyor, hem de selefini aratmayacak ölçüde…
Lâkin MHP’den nane olmayacağını birilerinin çıkıp anlatması lâzım.
Tecrübeyle sabittir; Gül’ün seçilmesi ortada.
Yine de dostlar alışverişte görsün misali gezintilerini sürdürürse yapacak bir şey yok…
Yalnız tuttuğu yol; yol değil, halkımız bunaldı, bilhassa kefensizler…
Umudu taşıyanlar, yarına güvenenler, her zamankinden daha fazla Cumhuriyet
değerlerine sahip çıkanlar.
Çare ana muhalefetin gerçek lideri olmak…
Yoksa Bay RTE’nin vurguladığı gibi Genel Müdür olmaktan öteye geçemez…
Ki böyle bir pozisyona politikada yer yok!

Bazen düşünüyorum da, ülkemiz yetmişli yıllardan daha mı geri…
Veya tüm kötülüklerin anası, babası, atası “12 Eylül” mü, AKP mi?
Hiç mi günâhımız yok veya masumlar ordusu muyuz?
Tamam, çağımız bambaşka bir yöne savruldu…
Dünya artık tek boyutlu, üst kimliğimiz kapitalizm…
Egoizm şemsiyesi altında insanlığımızı yaşıyoruz!
Çözüldü ideolojiler, yerlerde sürünüyor ahlâk…
Öyleyse  “Ne yapmalı?” sorusuna cevap bulmak zor iştir.
Bir çırpıda reçete üretemezsiniz, öncelikle toplumsal dönüşümü anlamak gerek.

Örneğin “30 Mart” seçimleri, yerel merel…
Ne değişti Türkiye’de, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” türden
bir fotoğraf mı çıktı ortaya?
Hiç sanmam, Melih yine aynı Melih, Kadir yine aynı Kadir…
Boş verin tek tük oynamaları, majör illere bakın…
Kurulu tezgâh tıkır tıkır işliyor, hızla yayılıyor kirlilik, kabalık hoyratlık
nüfuz ediyor kentsel hayatın derinliklerine…
Ve “böyle gelmiş böyle gider” özdeyişini haklı çıkartırcasına akıp gidiyor hayat.

Ya bizde, ya CHP’de?
Tık yok!
Düşmüşüz kendi derdimize, at oynatıp cirit atıyor Sultan…
Nasıl olsa meydanlar boş, mukaddes devletin imkânlarıyla saldırıyor insafsızca…
Kâh 1 Mayıslarda, kâh Gezi’de…
Tomalar yığıyor Taksim’e, 25 bin polis eşliğinde…
Çünkü biz her zaman çok eksiğiz…
On binler, yüz binler olamıyoruz.
Yeryüzünün en büyük gücüne, halk hareketine dönüşemiyor…
Kolayımıza gidiyor tencere, tava, ıslık çalmak…
Sefalı balkonlarımız, hamaklı bahçelerimizden protesto sesleri yükseliyor semaya…
“Duy duy Tayyip, burdayız, palmiyenin dibinde ayaktayız!”
Yer mi Tayyip, kaçın kurası, ayrıca hangi mücadelelerden geliyor…
“Farkında mısınız?”

O ki, doksan yıllık cumhuriyete muhalif, yetmezzz, kalben demokrasiye karşı…
Laikliği saymıyorum bile, seçim meçim hikâye…
Otomatiğe bağlanmış sandık, suyun içinde yüzde 50…
Kürtlerle 58…
Bizleri duyuyor musun Kemal Abi…
Vazgeç Devlet’le evcilik oynamaktan…
Bir kere olsun halkına dön…
En azından yüzde 27’ye…
Fikri sabit olma, kulak ver seçmenine…
Emin ol senden fazla darlandık, üstelik sinir katsayımız tavan yaptı!

Son kez söylüyorum…
Tez zamanda parti içinden aday çıkart…
Söz; yaşına, başına, dişine bakmayacağız…
Bakarsın körün taşı rast gider, birinci turda tökezletiriz musibeti…
Bu arada Jakoben tavırları bırak…
Pragmatik sortiler hiç yakışmıyor çelebi kişiliğine…
Gözümüzden kaçtı sanma…
Şov yaptın geçenlerde, yardımcılarından birkaçının icabına baktın…
Anlıyorum ki önceki gibi sert çocuk olmak istiyorsun…
Yalnız bulunduğun adres CHP…
Kâğıt üzerinde “tabanın söz ve karar sahibi olması” ilkesi geçerli…
Hadi be koçum, onca kusurlarına rağmen seviyoruz seni…
Lütfen daha fazla üzme bizi, harcama son kalan sermayeni!

Hiç yorum yok: