bir şair vardı, öğretmen

20 Haziran 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
20/06/2014 07:53

Ah fakirlik ah!

A+
A-
Gençlik yıllarında izlediğim futbol şampiyonalarından tat alıyordum.
Şimdi ise o eski meraklar, heyecanlar yok…
Herhâlde sebebi yaşlılık olsa gerek veya takip edilen gündemin farklılaşması…
Öyle ya, tuzu kuru bir ülke değiliz, iyi yönetilmediğimiz de aşikâr…
Örneğin İstanbul’da adım başı Suriyeli
Eteklerindeki dört beş çocukla dilencilik yapıyorlar.
Doğal olarak aklıma Tayyip Bey ile sayın Davutoğlu geliyor…
Dış politikayı kanaviçe gibi dokuyup ülkemize eşsiz manzaralar transfer eden ikili!
Savaş malûlü “Mavi Marmara” gemimiz de onarılmış, “Gazilik” unvanıyla
taçlandırılarak Sarayburnu’nda yatışta…
Arada sırada gövdesine “Niyazilerin” posteri takılıyor…
“Katil İsrail, hesap sorulacak” afişi eşliğinde…

Bu arada her yer Afrikalı, bilhassa Senegalli…
Ellerinde 99’luk tespih, vapurda otobüste tramvayda Kur’an okuyorlar…
Aferin çocuklara, Çin malı saatler satarak ekmek parası peşinde koşuyorlar.
Geçenlerde Yabancılar Şubesi’ndeki tanıdığıma sordum…
Bir milyon civarında kaçak yaşıyormuş İstanbul’da!
Ne kadar ürkütücü, herhâlde yirmi birinci yüzyıl göçler çağı olacak…
Gene de bu kentte çok kültürlü yaşamaktan keyif alıyorum…
Madem Rum’un, Ermeni’nin, Yahudi’nin kökünü kazıdık…
Ki onlar bu diyarların ilk kiracılarıydı…
Al sana Arap’ın hası, Afrikalının su katılmamışı…
Tepe tepe yaşama hakkını kullan!
Haaa, piyasada Nataşa kalmamış, araştırdım…
Kuzey bölgelerinden çekilip güneye yönelmişler…
Zaten o takım bizden biri, pek çoğuyla halvet olup çoluk çocuğa karıştık!

Aslında 1950 Dünya Kupası’na değinecektim…
Bir daldık İstanbul’un gizemli yaşamına, Kuzeyli yoldaşlarımızın koynundan çıktık…
Neyse, dönelim futbol aşkımıza…
Yine Brezilya’da, Menderes çiçeği burnunda iktidar…
Savaştan çıkmış Dünya, para yok patrik yok…
Hindistan’la beraber çekiliyoruz turnuvadan!
Hâlbuki Marshall yardımları gelmeye başlamış, çil çil dolarlar…
Cüzi bir kısmını Ferit’in (Eczacıbaşı) çocuklarına veriyorlar…
Onlara da Allah, -pardon- Alman Bayer firması “yürü kulum” diyor…
Bir yürüyorlar pir yürüyorlar…
Olacak o kadar, Nejat’ın babası Celal’in (Bayar) İzmir’den arkadaşı…
Kim bilir Koç’u, Sabancı’yı da arkadan kimler itekledi…
Çünkü bu gezegende hiçbir şey yoktan var olmaz veya faili meçhullerde…

Tamam, söz…
Bugün siyaset yok…
Futbol güzel bir oyun, kuralları basit ve anlaşılır…
Çerçeveden geçen her yuvarlak kalplerimizi fethediyor…
Zaten “GOL” denilen o coşku olmasa neye yarar taraftarlık neye yarar Tayyip?
Ne, Tayyip mi dedim?
Özür, binlerce kez…
Alışkanlık işte, bir de başkanlık seçimleri yaklaştı ya…
Ekmeleddin’e de henüz alışamadık, içselleştirme sürecindeyiz…
Sahi, favoriniz kim, şampiyon kim olacak?
Siyaset içimize öyle bir işlemiş ki…
Yazacağım spor yazısının da içine ettim…
Farkındayım efendim, özür dilerim.
Finallerde görüşmek umuduyla şimdilik hoşça kalın.

Hiç yorum yok: