Bugün Pazar, tatil yapıyor yan gelip yatıyorum.
Hoparlörümde relax müzikler...
Öyleyse bir masal iyi gider.
Hemi de memleket temalı olsun.
Biliyorsunuz, dağları delen Ferhat'ı
tanımayanınız yoktur.
Kahramanımız İran, Azerbeycan edebiyatında Hüsrev olarak geçer...
Mitoloji bu ya, dilden dile değişim gösterebilir.
Fakat Ferhat ruhu bizim topraklarda kent yöneticilerine öylesine işlemiştir ki
illâki bir yerleri delip yıkacaklar.
Bilhassa 12 Eylül'den sonra iş başına gelenler.
Hafızam beni yanıltmıyorsa yaklaşık
on yıl önce Harşena dağının dibini delerek tünel yapmaya karar vermişler.
Maksat şehir içi trafiğini rahatlatmak.
Oh ne güzel, ne alâ, haydi iş başına!
Ancak ilk kazma nereye vurulacak?
Doğru soru, öyle ya, tünelimizin ilk startı
hangi bahtı karanın ocağını söndürecek?
Evet bula bula dedemin kayınbiraderi
Mustafa Çavuşluoğlu'nun konağını buldular.
Eskiler daha iyi bilir, hapishanenin bitişiği, Belediye Parkı'nın arkası.
Çocukluğumdan hatırlıyorum, büyükçe bir bahçe, bina girizgâhı çift merdivenli...
Âdeta Yeşilçam filmlerine sahne olan
Boğaz köşkleri gibi.
Çavuşlu zade Mustafa iki koldan çoğalmış.
Oğlu Fikri hafız'ın soyu Ülker, Günay, Keriman ablalar ve Dündar abi.
Kızı Şadiye halanın kızları ise Dilek ile Ayşin ablalar.
Lâkin aile de ağır travmalar çok.
Genç yaşta kaybedilen eşler, evlâtlar.
Hele en sonuncusu, Dilek ablanın kızı
Buket'in yaşadığı acı...
Allah kimseye vermesin, elim gitmiyor yazmaya.
Tabii ailenin damatları Tarık ile Yılmaz abi.
Tanımayanınız yoktur, Amasyaspor'un
unutulmaz futbolcuları, genç yaşta hayata veda edenler.
Yine Macit ağabey, Amasya Belediyesi'nin
efsanevi nikah memuru...
Günay ablanın sevgili eşi...
Nasıl ki Amasya'da doğan her erkek çocuğunu Mehmet Ali amca sünnet ettiyse, Macit abi de mutlaka nikahını kıymıştır.
Neyse, ailenin öyküsünü bir başka yazımda anlatırım.
Ne de olsa dede soyum, babaannem Ümmügülsüm'ün erkek kardeşinin, Mustafa Çavuşluoğlu'nun sülalesi...
Derken efendim o güzelim konak,
tarihi bina Ferhat tüneli aşkına yıkıldı.
O nedenledir ki Amasya'yı ne zaman
ziyaret etsem bırakınız tünelden geçmeyi,
Çavuşluoğlu dedemin konağının yakınına
bile uğramam...
Hayâli canlanır çocukluğumun, dünya güzeli Dilek, Ayşin ablaların sıfatları gözlerimin önüne gelir.
Duydum ki son zamanlarda Dilek ablam
alzheimer illetiyle boğuşuyormuş...
Ne zor bir durum, tanrı kızı Buket'e güç kuvvet ve de sabır versin.
İnanıyorum ki Buket bu işlerin üstesinden fazlasıyla gelir.
Devrimci bir eşe sahip, adam lafını esirgemez, gözünün yaşına bakmadan çakar lafı alnının tam ortasına!
Buket de öyle, nerde bir STK eylemi var,
Kâh Samsun'da, kâh Amasya'da...
Bayrak elde, Buket daima en önde.
Ne büyük gurur, demek ki itiraz kültürü
sülalenin damarlarında var...
Evet, pazar pazar masal diye çıktım yola,
yıkılıp yok edilen Çavuşluoğlu dedemin konağının enkazı altında kaldım...
Yok mu kurtaracak bahtı kara maderini...
Dilek ablama acil şifalar diliyorum, tüm aile bireylerini de yegan yegan sevgiyle,
saygıyla selâmlıyorum.
Ferhat'ın delici, yıkıcı ruhundan da uzak
durmanızı tavsiye ederim...
Hayat bu belli olmaz, körün kazması
size de denk gelebilir...
Mazallah, lafı daha fazla uzatmadan
herkese iyi pazarlar dilerim değerli dostlar.
Macit CÜNÜNOĞLU
21 Aralık 2025
ÇAVUŞLUOĞLULAR
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
AŞK ARIYORUM
İstanbul'a kavuşmanın keyfini yaşıyorum. Tabii aklıma ilk gelen ''aşk''. Haklı olarak diyeceksiniz ki bu yaşta '...
-
Üç Silahşör ve bir Melek Çok uzaklardan Evrim'in sesi geliyor. Uğur ile Mehmet Ali'nin kızı. Kanada'da yaşıyor. Ve kanlı 12 ...
-
Şeref Gülsün Büyük sanatçılar vardır, çevreleri dışında tanınmazlar. Emekçilerdir, vitrin malzemesi olmazlar. N...
-
Mehmet Ali'yi de yitirdik. Yiğit dostum benim. Önce Yüksel, şimdi de O. İnşaat Yüksek Teknikeri ve sendikacıydı. Fakat ömrünü işçi s...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder