Üst üste Amasya yazılarımı paylaşmam
sizleri bıktırmış olabilir.
Haklı olabilirsiniz, ama elimde değil...
Ayrıca ne demiş büyüklerimiz;
''Her horoz kendi çöplüğünde öter.''
Benim de çöplüğüm doğduğum, yetiştiğim topraklar.
Bir de hayat bulduğum canım İstanbul.
İkisi hakkında da yazı üretmeyi çok seviyorum.
Öyleyse yüksek müsaadelerinizle uzanalım geçmişe.
Ta 1849 yılına, ne olmuş biliyor musunuz?
Nerden bileceksiniz canım!
Dedem doğmuş, Cününoğlu Mustafa.
Padişah Abdulmecid...
Daha Dolmabahçe Sarayı inşaa edilmemiş.
Daha doğrusu İngilizlerden henüz 300 bin altın borç alınmamış, ama müracaat yapılmış, sarayın yapılması eli kulağında.
Neyse efendim mevzumuz bu değil, baldırı çıplak sevgili dedem Amasya'nın en zengin ailesinin kızlarından Ümmügülsüm ile izdivaç yapıyor.
Yani babaannemle, Allah mesut bahtiyar etsin!
Derken Amasya tarihiyle okuduğum kitaplarda Mustafa dedem yine karşıma çıkıyor.
Ben uydurmuyorum, kaynaklar yazıyor:
Adam devlete borç verecek kadar servet sahibiymiş.
Ayrıca ''banker'' diye anılsa da
muhterem zat resmen tefeciymiş!
Bu arada kaleme aldığım gerçekler için yakınlarım tarafından ailenin ipliğini pazara çıkartmam sebebiyle ağır eleştiri yağmuruna tutulurum ama varsın olsun, şeffaflık hasleti bende kalsın.
Neyse, sevgili dedem altı padişah görmüş,
sırasıyla Abdulmecid, Abdulaziz,
V. Murad, Abdulhamid, V. Mehmed Reşat ve VI. Mehmed Vahdettin...
Evet, Cumhuriyet'in ilânını göremeden de 1921 yılında hakkın rahmetine kavuşmuş...
Şaşalı bir cenaze törenini takiben de Çilehane Camii'nin bahçesine gömülmüş.
Ruhu şad olsun deyip gelelim ortanca evlâdına, yani babam Mehmet Cününoğlu'na.
Okumuş yazmış güngörmüş adam, yirminci yüzyılın başında doğmuş, aile zengin...
Anne babası iki kez hacca götürmüş...
Daha on iki yaşlarında.
Nasıl olmuşsa askere de gitmiş.
Lâkin 12 gün dayanabilmiş, babası gidip bastırmış parayı, teskere cepte!
Sizde iyi bilirsiniz, savaşların kahramanları hep yoksul halk çocuklarıdır.
Bugün de aynı durum değil mi?
Zenginin evladı bedelliye, fakir fukarının çocuğu Dağlıca'ya, Çukurca'ya...
O coğrafyalarda zalim ölüm kol gezer...
Yaşa başa bakmaz, kınalı kuzuların taptaze kanı toprakla buluşur.
Ateş düşer ocaklara, anaların feryadı ağıt olur kulaklarda...
Yürekler dayanmaz ama burası Türkiye,
böyle gelmiş böyle gider.
Evet, bugün günlerden Cumartesi...
Hafta sonunun ilk günü, derdim sizlerin yüreklerini kabartmak değil...
Biraz geçmiş, biraz bugün...
Hatıralar eşliğinde koşuyoruz sonsuzluğa...
Şimdilik hoşça kalın, yarın buluşmak umuduyla.
Macit CÜNÜNOĞLU
20 Aralık 2025
SONSUZLUĞA YOLCULUK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
AŞK ARIYORUM
İstanbul'a kavuşmanın keyfini yaşıyorum. Tabii aklıma ilk gelen ''aşk''. Haklı olarak diyeceksiniz ki bu yaşta '...
-
Üç Silahşör ve bir Melek Çok uzaklardan Evrim'in sesi geliyor. Uğur ile Mehmet Ali'nin kızı. Kanada'da yaşıyor. Ve kanlı 12 ...
-
Şeref Gülsün Büyük sanatçılar vardır, çevreleri dışında tanınmazlar. Emekçilerdir, vitrin malzemesi olmazlar. N...
-
Mehmet Ali'yi de yitirdik. Yiğit dostum benim. Önce Yüksel, şimdi de O. İnşaat Yüksek Teknikeri ve sendikacıydı. Fakat ömrünü işçi s...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder