bir şair vardı, öğretmen

20 Aralık 2013

İmam'ın yellenmesi!

Macit CÜNÜNOĞLU
20/12/2013 08:07

 

 
 
Temel elindeki parayla konuşuyormuş;
“Ula uşağım, Tanrı teyulsun, pileyrum, ancak ondan da aşağu teyulsun!”
Temel’in dediği gibi ah bu para denilen araç yok mu?
İnsanı vezir de yapıyor rezil de, elbette tercih sizin.
Yazılarımda sık sık Özallı devirlere gönderme yapıyorum,
ülkemizin kabak çiçeği gibi açıldığı, görgüsüzlüğün tavan yaptığı yıllar.
Kimilerine göre ülke şahlanmış, tut tutabilirsen.
Bu arada da yasaklı Demirel’in özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz sıkça sesini duyuyoruz…
Diyor ki, “Ey ahali, 11 Eylül günü bu ülkenin borcu 13 milyar dolardı, ya şimdi?”
Tonton cevap veriyor; “Git işine, ülkeyi 5 sente muhtaç ettiniz, şimdi kredi gani!”
Monolog bu minval üzerinden sürüp gidiyor.

Ve zaman hızla ilerliyor, elle tutulur hiçbir yanı olmayan 90’lı yıllar…
Sanırsınız ülkenin karanlık çağı, siyasetçi savrulmuş keza asker…
“A’dan Z’ye her şeyin bozuk olduğu düzen”, kazananı vurguncu, spekülatör…
Köksüz soysuzlar takımı, siyasetle kol kola devleti soymaktalar.
Hele biri var ki, değinmeden geçemeyeceğim…
Galerisi var Sirkeci’de, otomotiv üzerine.
Hani deveyi amuduyla yutmak var ya; öylesi işte…
Olmayan servetine servetler katıp vergi rekortmenliğinde bir numaraya oturuyor.
Hâlâ da öyle, yıldızı sönmüş gözükse de daima ilk beşte!

Madem dünden söz ediyoruz, dilerseniz ünlü Manukyan’ı da hatırlayalım.
Bilindiği gibi Genelev patroniçesi, Ermeni ve o da yılların vergi şampiyonu.
Geçenlerde Yedikule’deki Surp Pırgiç Hastanesi’ni ziyaret ettim, bahçesinde
bulunan huzurevini, Manukyan pavyonunu…
Yaşlı hemşerilerimle uzun uzun sohbet imkânı buldum, hepsi Madam’a duacılar.
Bir de hekim dostum anlattı, sağlığında Manukyan Cerrahpaşa Üniversite
Hastanesi’nin bir katını bağış yoluyla tefriş etmek istemiş…
Yetkililer Ermeni diye izin vermemiş, asîl milletim benim!

Bütün bunlar aklıma nerden geldi?
Bugün yaşananlardan, yolsuzluklardan, rüşvetten, para sayma makinalarından.
Adı geçenler tek bayrak, tek kitap, tek milletin aziz vatandaşı...
Konuştu mu mangalda kül bırakmazlar, en üzerinde durdukları hassasiyet ise
“din”, “iman”, “ahlak”, “doğruluk”, “ar, “namus”, “şeref”, “haysiyet” vs.
Ayyuka çıkan rezilliklere bakıyorum, bir de bunlara…
Acaba diyorum, ben başka bir gezegende mi yaşıyorum?

Yüzde elli seçmen de aklıma geliyor, hani şu meşhur “Millî İrade” tayfasından olan…
Bu canlarım herhâlde kör ve sağır değil...
En azından içlerine bir şüphe düşmüştür…
Öyle ya, bir tarafta Manukya’nın ahlakı, diğer tarafta İmam’ın yellenmesi…
Acaba diyorum siyasî tercihlerini kimden yana kullanacaklar?
İyiden doğrudan yana mı, yoksa Ebru kızımızın şarkıları eşliğinde
tanrının lütfundan yana mı?

Merak bu ya, bekleyip göreceğiz ve nihaî kararımızı ondan sonra vereceğiz…
Ve yazmaya devam edeceğiz; insanlık, güzellik, onur, sadelikten yana.

Hiç yorum yok: