bir şair vardı, öğretmen

25 Aralık 2013

Sazanlık hâllerimiz!


Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 
Bir kez daha “devlet” sorgulanıyor.
Ve daha uzun yıllar da sorgulanmaya devam edecek.
Çünkü devlet dediğimiz organizasyon ürkütücü, tehlikeli.
Uzak durmakta fayda var, bulaşmaya gelmez.
Vazgeçtik sıradan vatandaştan, bu tezim siyasiler için de geçerli…
Devlet karşısında herkes haddini bilecek!

Aslında bu üst yapı kurumunun mayası ekşi…
Suratsız, nobran, yüzünden düşen bin pişman!
Batı toplumlarının iki yüz elli yıl önce çözdüğü meseleleri
hâlâ tartışıp şekil vermeye çalışıyoruz veya iktidarın hizmetinde
olacak şekilde eğip büküp düzenlemeler yapıyoruz.
Normaldir, “3 Y” (Yasama-Yargı-Yürütme) prensibi üzerine
kurulmayan devletlerin kaderidir; illâki bir ayağı topal olacak!

Son olaylardan yola çıkarak bir kez daha anlaşılmıştır ki
ülkemizde devlete yaslanan yürütme erki var.
Fütursuz, gözü kara, “ben yaptım oldu” zihniyetinin hâkim olduğu
yönetim anlayışı, su yüzüne çıkan ister yolsuzluk ister rüşvet olsun
fark etmez, kefenli müritlerle birlikte hedefe yürünecek!
Oh ne âlâ!
Yargının sağlam kalan tek tük kaleleri çırpınıp dursun,
yasama organı meclisteki cılız muhalefet sıra kapaklarını istediği kadar vursun…
Kör tuttuğunu yine öpecek…
Utanmazca, arsızca, rezilce ve tüm dünyanın gözlerinin önünde!

Sıkça yazıyorum, şu yeryüzünde allah için ne bir dost kaldı ne arkadaş…
Yalnızlığa mahkûm olmuş garip bir ülkenin zavallı vatandaşlarıyız.
Biliyorsunuz, tanrının lütfu sultanımız bir iki ülke dışında Araplarla nizalı…
İran derseniz, ilişkiler uzun süredir limonî…
Ermenistan zaten kırmızı kartlı…
Batıya bakacak yüz de kalmadı…
Birazcık Rusya, o da ticari ilişkiler aşkına, bir de liderler arasında
fıtrattan gelen gen akrabalığı, ikisi de anti-demokrat asabi,
astıkları astık kestikleri kestik, üstelik fazlasıyla demogojik!

Neyse ki ileri demokraside çareler tükenmez…
30 Mart’ta yapılacak seçimler imdada yetişiyor.
Belki bir fırsat, diktatörlüğe giden yolda kilometre taşı…
Adaylarımız da nihâyet kesinleşti, İstanbul’da ceberrut devlete inat
gülen surat maskesiyle piyasayı parselleyen Sarıgül…
Ankara’da çaktırmadan yavaş yavaş transfer edilen Mansur…
Bir umut, bir nefes…
Kazanırlarsa iş bitmiştir, belki kökten kurtuluşun müjdesi…
Görüyor musun Tanrım, ne hâllere düştük…
Önce seçtik, şimdi yıkmak için çareler arıyoruz iktidarı…
Denize düşen seçmen sazana sarılır misâli!

Hiç yorum yok: